anne ve babanın aşk hikayesinin tırt olması

ortamlarda can sıkan bir mevzu.

ta ilkokuldan günümüze kadar "sizinkiler nasıl tanışmış yaaaa?" temalı kızlı-erkekli toplaşmalarda hep bir eziklik sebebi. olm pelin anlatıyor "yhaaa babam annemi kaçırmış biliyo musuaaan" diyor. berk çıkıyor "annemle babam tam sağ-sol kavgalarının ortasında yeşertmiş aşklarını" diyor. nazlı "annemin babası babamı vurmuş ama ona rağmen yılmamış koşmuş annemin peşinden" diyor. ıtırsu "bizimkiler dünya turunda tanışmış viyana'da piyano çalarken görmüş ilk defa babam annemi" diyor. hilmicem "benim babam karda kışta annem için her gün 30 kilometre yol yürürmüş" diyor. selincan "bizimkiler mezhep farkı yüzünden çok acılar çekmişler yıllarca" diyor. "ay çok romantieeek" diye bağırışıyorlar. herkes diyor da diyor anasını satayım ben de yağmurda kalmış kedi yavrusu gibi bir ona bir buna bakıyorum. sonra bana soruyorlar "ee sizinkiler?" diye. pipetle fantamdan "hüüürrp" diye bir yudum çekiyorum ve başlıyorum:

"anlatayım. babam okulu bitiriyor, askere gidip geliyor işe başlıyor ve her ultra normal, düz adam gibi evlenmek istiyor. kardeşi yani halamla annem de üniversitede yurt arkadaşı. haber gönderiyor halama bana evlenecek kız bul diye, halam da her hafta bir kız getiriyor babamla tanıştırmak için. en sonunda annemle tanıştırıyor ve öyle yürüyor gidiyor. 3-4 ay flört döneminde sonra bam güm söz, nişan, düğün oluyor hoop oldu bitti 29 senedir evliler."

bir sessizleşiyor ortam. sonra bu adeta romeo-jülyet, leyla-mecnun, vecihi-fikret tohumları olan gibkolar burun kıvırıyor. "ne yani bu kadar mı?" diye soruyorlar.

ee bu kadar dıbına koyim! napayım? umut sarıkaya karikatüründe "niye bir yerlerden göç etmediniz" diyerek dedesini, ninesini döven adam gibi anamı babamı mı döveyim? gidin paris'te, amerika'da tekrar tanışın, tango falan yapın, dedem seni bir temiz dövsün diye hır gür mü çıkarayım? ha söyleyin napayım? lan dede falan dedim de onların bile hikayesi süper lan. babaannem dedemi çeşme başında görüyor at üstündeyken. sonra 16 yaşında kaçıyor. dedemi öldürmek için babaannemin abileri peşlerine düşmüş falan. babaannemin yaşını büyütmüşler. hikayeler de hikayeler yani. ortamlarda bunu bizimkilerin hikayesi gibi anlatmayı da düşündüm ama adama sormazlar mı "yaşın kaç senin ibiş? babanın at üstünde ne işi var?" diye.

ya allasen anne sen de dünden razıymışsın adam sırayla tüm kadınları çağırmış o ispanyol paça pantolonlarına, çenesine inen favorilerine bakmadan jüri gibi geçmiş karşınıza bu değil, bu değil, bu hiç değil demiş. azcık süründürseydin ya! ortamlarda havam olsaydı "annem babamı tam 17 yıl peşinden koşturmuş" falan diye.

beni de evlenir evlenmez yapmışsınız zaten hiç uğraşma yok. bari beni paris'te, viyana'da yapsaydınız o da yok uşak'ta yapmışsınız utanmadan. uşak ne ya? ya bırakın allaaşkına yaa...