1. 626.
    +5
    'en azından su sıkıntımız bitti' dedi bop. yarı yarıya rakat'ın kucağına oturmak zorunda kalmaktan pek hoşlanmamıştı. 'kardeşim, için rahat olsun diye söylüyorum, şu anda gram zevk alıyosam adiyim' diye teskin etti rakat onu gülerek. mugibi ise buraları daha önce görüp görmediğini hatırlamaya çalışıyor, elinden geldiğince salavat'ın yol bulmasına yardımcı oluyordu. yaklaşık 1 kilometre kadar rahat gittiler. sonra önlerine tek tük engeller çıkmaya başladı. ilk engel yolun ortasına düşen bir site lambasının direğiydi. arabadan inip onu kaldırdılar, yollarına devam ettiler. sonraları hatalı park edilmiş bir sürü arabanın arasından kıvrıla kıvrıla geçmek zorunda kaldılar. fakat yollar gittikleri yöne doğru tıkanıyordu. 'benim takımın stadı diye bağırdı' rakat heyecanla. yolun sonunda zar zor seçilebilen dev spot lambalarını işaret ederek. 1 kilometre daha gittiklerinde artık araba hareket edemez duruma gelmişti. geri gidip başka bir yol aramanın da anlamı yoktu çünkü hem benzinleri azalmıştı, hemde bu boş araç yığınının sebebinin stada giden taraftarlar olduğunu biliyorlardı. yani o tarafa giden her yol böyle olmalıydı. kederle arabadan indiler. bop'un önerisiyle içebildikleri kadar su içip şişelerini tekrar doldurdular. sonra bir süreliğine kavuştukları bu rahatlıktan istemeye istemeye de olsa ayrıldılar. cadde, stada doğru önceki haline nazaran genişliyor ve daha çok araba ile tıklım tıklım dolu olduğu bulundukları yerden seçilebiliyordu. 'beyler bu kadar araba varsa' diye konuşmaya başladı mugibi, 'bi bu kadar da enfekte vardır' diye tamamladı bop sözünü onun yerine. 'burdan geri dönsek bişe değişmez beyler. aynı tarafa gitmemiz lazım nasıl olsa. ertelemenin manası yok' dedi salavat diğerlerinin içlerini okumuşcasına. stadın üst tribününü oldukları yerden görebiliyorlardı ama aralarında hala iki kilometre kadar mesafe vardı. tıklım tıklım terk edilmiş arabalarla dolu iki kilometre. 'hadi o zaman' dedi mugibi ve sessizce ilerlemeye başladılar. mugibi ve salavat bir tarafta bop ve rakat diğer tarafta, geçtikleri arabaları ortalarına alarak yürüdüler. henüz 5-6 araba geçmişlerdi ki mugibi 'şşşt' dedi sessizce. diğerlerine eliyle, eğilmeleri için işaret verdi. birer yanında durdukları arabanın arkasına kadar emeklediler. 'kaç tane ' dedi rakat. 'bi tane ' diye cevap verdi mugibi. emin olmak için çöktüğü yerden kafasını yavaşça kaldırıp arkasında durduğu arabanın camından az önce gördüğü enfekteyi aradı. bop'da onun gibi etrafa bakıyordu. 'şu mu?' diye işaret etti kafasıyla gördüğü enfekteyi mugibi'ye. 'hayır' dedi mugibi, 'benim gördüğümde kırmızı tişört vardı'. 'sakın gözden kaçırmayın ' dedi salavat ve diğerlerinin dur demesine aldırmadan kendine arabaları siper edecek kadar eğilerek bop'un gösterdiği enfekteye doğru yavaşça ilerledi. aralarında bir araba kala yerden aldığı ufak taşı enfektenin diğer tarafına attı, enfekte sesin çıktığı tarafa döndüğünde elindeki bıçağı tam olarak ense kökünden beynine doğru olacak şekilde aşşağıdan yukarıya doğru soktu. arabanın üzerine düşüp ses çıkarmadan önce onu yere yatırmayı başardı ve bıçağını geri çekti. tekrar ayağa kalkarken önündeki arabanın camında kırmızı bir yansıma gördü. arkasını döndüğünde ...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster