summer jam

bugün markette sıra beklerken kulağıma çalındığında bütün çocukluğumun gözümün önünden geçmesine sebep olan şarkı. özellikle bu şarkının popüler olduğu bir yaz gününe gitti aklım. bir elimde buz parmak, sırtımda 9 numaralı batistuta formamla bir aşağı bir yukarı bigibletle geziyorum. benim için iki önemli şey var. arkadaşlarım arasında en hızlı bigiblet süren olmak ve beyaz basketbol ayakkabılarım. en çılgın aktivitem leblebi tozu ile konuşmaya çalışmak. bir de kuzenlerimde kaldığımda gece yarısı kalkıp yarı uykulu nba maçı izlemek var ki, bunun yerini hiçbir çılgınlık tutamaz. dexer yeni seçilmişti heralde pek hatırlamıyorum. ilgilenmiyorum da zaten. geleceğe dair tek planım televizyondaki zenciler gibi kaslı olabilmek. kaslı olursam bütün dünya önümde diz çökecekmiş gibi geliyor.

bizler kıt bilgimizle nba konuşurken, birisi bakkaldan cips aldığında tasosunu alıp geri kalanı ortaya açardı. ecevitçi öğretmenimizden paylaşmanın değerini, televizyon reklamlarından tüketmenin güzelliğini öğrenirdik. bizler yarı kapitalist bir ülkenin ehlileştirilmiş sosyalist çocuklarıydık. lanetimiz ise arada kalmış olmaktı.