1. 301.
    0
    ...
    "Tamam geldim, gidebiliriz. Bunu da sana aldım."
    "Aa çukulata!" -tabi ya, çikileta. Daha spesifik bir gözlem yapamadım maalesef. Sadeliğin benim gibi adamların bunu rahatça yapmasını engelliyor. Ama tarz marjinal mallar öyle mi, anında son yazdığı bildirimine kadar girebilirim bir bakışta.
    "Kitapla daha iyi giderdi ama artık bizimkilerin senin keyfini bölmesine say."
    "Ee kendine ne aldın?"
    "Bişey almadım. Sana almak için indim."
    "Hahah... "
    "Teşekkür gibi say, şu an yaptığımız şey için, bana hatırlattığın." -şu an yaptığımız şey. Hatırladığım. Uzun zaman sonra. Beraber yaptığımız, şu an içinde beraber bulunduğumuz şey.
    "Eheh teşekkür ederim. Normalde yemiyorum aslında ama bunu yicem."
    "Dikkat etmen güzel. O irade herkeste yok maalesef." -Övsem dahi bu iltifata pek kaçan bir övme değil. Ama iltifattan up-uzak bir övme de değil.
    "Ben zaten çok zor kilo alırım normalde, ama yine de dikkat ediyorum tabi. Geldik burası bak." ... -metabolizmanı yesinler.

    Bu noktada istediğim şeyi yapıyor olmanın etkisiyle etrafla ilgileniyor, oturmak istediğim amfiye oturmuş olmanın keyfini kendi halimde çıkartıyor davranıyorum. Hafif tebessümlü, şefkatli yüz ifademle izliyorum etrafı. Arada gülümseyerek ona bakıyorum. Çıkarttığı not defteri üzerine bir kelime yazılmamış. Aldığı poz durağan, normalde bir insan belli aralıklarla pozisyon değiştirir, yüzüyle falan oynar, kollarını düzeltir. Ama o "normal" davranıyor rolü yapıyor. Kafası hafif bana çevrik, sabit, ileriye hocaya doğru bakıyor. Şu an gözleniyorum. insan gözünün görüş açısı 180 derecedir. 120'den itibaren rahat rahat "görebilir"siniz. Gözleri nerde, nereye bakıyor, bana mı... Baktığı yeri o beyazlıklardan rahatça anlamak bile mümkündür tam ileriye doğru bakıyorken gözünüzün ucundan. Bunu bilerek veya bilmeyerek herkes kullanır. Sen de.
    ···
   tümünü göster