1. 1.
    0
    ilkokuldan kalma arkadaşlarımla geçirilen
    ilk yılın sonunda
    öğretilmiş olan ingilizcenin
    daha da dile yatkın hale gelmesi için
    zaten turizmde çalışan akrabaların birinin marketinde işe başladım
    turistlerin içeri girip salt(tuz) demesine aval aval bakan
    marketçi akrabamın gözü önünde
    koşarak tuzu getirip
    fiyatını da hesap makinesinde göstermek yerine
    ağzı ile söyleyebilen 13 yaşlarında bir velet
    hem turist için hemde akrabam için beni bir kral yapıyordu
    iyi bişeydi ingilizce bilmek
    sokakta yürürken
    turizmle henüz tanışmış amcalara
    ver iz dı harbır diye soran bir turiste koşup
    left tu handırıt metır
    rayt van handırıt deyince
    hem turist hemde amca
    bu fakir giyimli bin nerden biliyor bunları diye şaşırıyorlardı
    gururlanarak yürürken
    parası tak gibi olan yaşlı ve acımış turistler
    ceplerime hep para dolduruyordu
    bu iyi bişey değildi
    sahip olmamam gereken kadar para beni
    arap yağı fazla bulunca zütüne başına sürer deyiminin içine attı
    ···
   tümünü göster