1. 26.
    0
    Cumartesi günü saat 11.30'a kadar evde bilgisayar takıldım. Küçük bir araştırma sonunda cinlerle ilgili az biraz bilgi edindim.. işte, onların da bizim gibi Allah'a ibadet etmekle yükümlü olduklarını, iyi ve kötü cinlerin olduğunu, sizinle iletişim kuran bir cin varsa bunun kötü bir cin olduğunu vs. okudum. Biraz da cin çağırma hakkında nete bakındım, el ele tutuşup kendi kendine bağırmalar, kağıtlara dua yazıp yakarak çağırmalar, yere çizilen ayin çizgileriyle değişik amaçları olan cinlerin çağrılabilmesi vs. Dediğim gibi 11.30 da bilgisayardan kalktım, hazırlanıp çıktım. Tabii ki okula, Furkan'la buluşmaya gidiyordum. Yapmamız gereken bir ziyaret vardı..

    Saat 12'ye gelirken ben okula anca varabilmiş, bina girişinin önünde oturmuş bekliyordum. Saate baktım, daha 10 dakika vardı, mecbur Furkan'ın gelmesini bekleyecektim. Kimi getireceğini de merak ediyordum, açıkçası bizim sınıftaki herhangi birinin bu işi ciddiye alabileceğine pek inanmıyordum. Sonunda Furkan geldi, fakat arkadaşı yanında değildi. Birini getirmekten vaz mı geçmişti acaba, tam da bu fikre kendimi alıştırmışken. O yanıma vardığında ayağa kalkıyordum, konuşmayı başlatan ilk ben oldum:
    -Selam.
    +Selam, hazır mısın?
    -Ben hazırım da, arkadaşını getirecektin... o nerede, vaz mı geçtin?
    +Onu önden gönderdim, biz gidene kadar etrafı araştıracak.
    Onu önden mi göndermiş? Kim acaba bu çocuk?
    -... neyse gidelim artık.
    Biz tam gidecekken bahçeye biri girdi.
    ···
   tümünü göster