1. 1.
    0
    geçen gün, "ben uçtum, sen kaldın" adlı belgeseli izledikten sonra sormak istediğim soruları sizle paylaşmak istiyorum.

    önce bu belgesel nasıl işlenmiş kendimce anlatmaya çalışayım; bu bir belgesel fakat natgeo ya da discoverydeki gibi bir öğretme kaygısı yok. sadece babasını arayan bir kürt kızın yaşadıkları, onun mezarını bulmaya çalışması, mardinden, erbilden, şırnaktan manzaralar.

    dikkatimi çeken bazı noktalar; her iki taraf da "şehitler ölmez vatan bölünmez" nidaları atıyor.
    her iki taraf da "artık yeter, bu kaçıncı ölüm" diyor.
    doğudaki şartları görünce bana ankara ya da istanbul çok fazla lüks geldi. çok fazla imkan olduğunu hissettirdi. halbuki her zaman ekgibliklerden yakınan bizler en azından hayatımızda bir kere doğuya gidip, o şartları görmeliyiz.

    şimdi gelelim sorumuza; 70lerde bazı kürtlerin dağa çıkmasının ama ne idi. devrim istiyorlardı. gerçekten de çok mu çekmişlerdi.

    herkes saygı çerçevesinde fikirlerini, sorularını yazsın. her iki tarafında kendince haklı olduğunu düşünüyorum. okuma yazma bilmeyen adamlar çok çabuk manipüle edilebiliyor. yani kendi eğitim düzeyimiz ile yargılamamalız.
    biz ve onlar diye iki ayırmak istemezdim. yanlışım olduysa affola.

    özet: sadece bu sorun hakkında neler biliyoruz, kulaktan dolma bilirlerle mi hareket ediyoruz?
    kaçımız gerçek tarihi merak ediyor ve bunu bulmak için çabalıyor.
    ···
   tümünü göster