1. 1.
    +1
    Ahmet Davutoğlu: Yani ben şimdi diğer şey yarım kaldı tam anlayamadım. Dışişleri Bakanlığımızın yapması gereken ne? yok şey için söylemiyorum. Bizimyapacaımız başka şeyler var. Eğer buna karar verirsekbizim bugün Birleşmiş Milletlere Suriye rejiminin istanbul konsolosluğuna herhangi şey gerekirse bir bildirimde bulunmamız gerekiyor değil mi?
    Feridun Sinirlioğlu: Yalnız orada harekata karar verirsek, sürpriz etkisi olması lazım yan. Böyle birşey yapacaksak. Ne yapacağımızı bilmiyorum da neye karar verirsek verelim öncen haber verirsek doğru olmaz.

    Ahmet Davutoğlu: yav tamam da onun bir hazırlığını yapmak lazım, Uluslararası hukuk açısından açığa düşmemek için, içeride başkanyla konıuşurken aklıma geldi, bizim Türk tankı girdiğinde zaten girmiş olmuyor muyuz?

    Yaşar Güler: Girmiş oluruz

    Ahmet Davutoğlu: Hayır şimdi uçakla girmekle tankla girmek arasında...

    Yaşar Güler: Suriye başkonsolosuna şu belki söylenebilir, IŞID şu anda zaten rejim ile beraber çalışıyor, oradaki bir Türk toprağıdır. Oraya kesinlikle

    Ahmet Davutoğlu: Ama söyledik. Bu konuda daha önce çok nota verdik

    Yaşar Güler: Suriye'ye

    Feridun Siniroğlu: tabi tabi

    Ahmet Dvutoğlu: Evet kaç dfa nota verdik. Onun için açıkçası ben Genelkurmay Başkanımızın bizim bakanlıktan beklentisini bilmek isterim

    Yaşar Güler: Belki bunu kastediyordur, ben bilmiyorum, hakan bey ile görüşmüş

    Hakan Fidan: Yani bu kısmını söyledi de sonra detayına girmedik.

    Yaşar Güler: Belki bunu kastediyordur yani Suriye'ye bir nota

    Hakan Fidan: Belki de koordine görevi dış işlerinindir.

    Ahmet Davutoğlu: Koordine iç savaş diplomasiyi koordine ederim ama askeri

    Feridun Siniroğlu: Ben orada da söyledim. Bir kere durum farklılaştı. Bir kere IŞiD'e dönük harekatın uluslararası hukuk zemini var. Bunu El-Kaide diye tanımlayacağız, el kaideçerçevesinde orada bir sıkıntı yok. Ayrıca hele şimdi iş Süleyman Şah türbesine gelince zaten ülke toprağını savunma söz konusu

    Yaşar Güler: Bizim o konuda bir sıkıntımız yok

    Hakan Fidan: O olduğu andan itibaren içeride birçok bomba patlar. Sınır kontrol altında değil,

    Feridun Siniroğlu: Yine içerde bomba momba tabi tabi onları yapacaklar. Ama 3 sene önce kanoşmamızı hatırlıyorum.

    Yaşar Güler: ivedi olarak Hakan Beyin desteklenip silah ve mühimmat muhaliflere ulaştırmasını sağlamamız lazım. Sayın bakanla konuşmanız lazım. içişleri bkanımız, Savunma bakanımız. Bunu konuşmanız lazım bir yere getirmeniz lazım sayın bakanım.

    Ahmet Davutoğlu: Kuzey Irak'a bir tehdit varken biz nasıl özel kuvvetleri devreye sokabildik? Orada da sokmalıydık. Oradaki adamları eğitmeliydik. Adamları göndermeliydik. Neyse biz bunu yapamayız ki, biz diplomaside ne ise onu

    Feridun Siniroğlu: Ben o zaman söyledim, o tankları nasıl soktuk paşam ya allah aşkına, siz vardınız o zaman?

    Yaşar Güler: Hangi bizim şeyleri mi?

    Feridun Siniroğlu: Tabi yaa Irak'a tankları nasıl soktuk? Nasıl soktuk? Özel kuvvetleri nasıl soktuk, taburları nasıl soktuk? Ben vardım işin içinde yaa. Hükümet kararı hiçbir şey yoktu, bir emirle soktuk. Gayet açık olarak söyleyeyim.

    Yaşar Güler: Yani ben size katılıyorum. Bir defa yani onu tartışmıyoruz da. Ben Suriye'nin yapabileceği şu anda farklı şeyler var.

    Ahmet Davutoğlu: Sayın Paşam. Zaten adamların kapasitesini bildiğimiz için girmeyelim diyoruz.

    Yaşar Güler: Şimdi bakın efendim. MKE bizim sayın bakanın emrinde değil mi efendim? Efendim yani şu anda parayla Katar mühimmat arıyor. Peşin para üretsin versinler. Sayın bakanın emrinde.

    Ahmet Davutoğlu: işte burada entegre hareket edemiyoruz, koordine olamıyoruz.

    Yaşar Güler: O zaman sayın Genelkurmay başkanı ile sayın bakanı aynı anda çağırsın sayın Başbakanımız. Yanında konuşsun efendim.

    Ahmet Davutoğlu: Onun için Feridun Beyle biz yalvardık başbakana neredeyse beraber bir toplanalım bu işin gidişi kötü diye

    Yaşar Güler: Bir de kalabalık olmasın sayın bakanım. Zatı aliniz olsun, sayın savunma bakanı, içişleri bakanımız bir de genelkurmay başkanımız dördünüz oturun. Bu kadar kimseye ihtiyaç yok. Çünkü oradaki ihtiyaç sayın bakanım silah ve mühimmat. Silah da değil mühimmat. Biraz önce konuştuk biz şimdi efendim. 1000 kişilik bir ordu kuruyoruz diyelim orada. Biz bunun asgari 6 aylık mühimmatını burada depolamadan bu adamları oradaki muharebeye sokarsak sayın bakanım iki ay sonra bu adamlar bize döner.

    Ahmet Davutoğlu: Döndüler zaten şimdi.

    Yaşar Güler: Döner sayın bakanım

    Ahmet Davutoğlu: Şeyden döndüler. Neydi o? Çobanbeyden döndüler.

    Yaşar Güler: Evet, evet efendim. Bu iş sadece hakan beyin sırtına kalmış bir konu olmuş yani. Olacak iş değil. Yani anlayamıyoruz biz yani. Neden?

    Ahmet Davutoğlu: O akşam hepimiz bir şeyde mutabıl kalmıştık. Ben de tamam işte düzene giriyor işler. Bizim bu

    Feridun Siniroğlu: Ertesi gün biz o MGK kararını yazdık. Sonra paşamla konuşup

    Ahmet Davutoğlu: Bizim bu zaafımızı o kadar iyi takip ediyor ki o güçler de. Ben burayı elde edeceğim dersin. Orada bunların bulunması risk unsuru dersin. Geri çekersin. Elde edersin. Orayı sağlamlaştırırsın. Askerini tekrar gönderirsin.

    Yaşar Güler: Kesinlikle sayın bakanım. Kesinlikle haklısınız.

    Ahmet Davutoğlu: Değil mi? Ben böyle anlarım. Ama tahliye ettiğiniz anda bu bir askeri gereklilik değil bu başka bir şey.

    Feridun Siniroğlu: Küresel ve bölgesel jeopolitikte ciddi kaymalar var. Şimdi daha başka yerlere de yayılabilir. Bugün siz söylediniz, başkaları da destek oldu... Şimdi farklı bir oyuna doğru gidiyoruz. Bunları da görmemiz lazım. Bu IŞiD'ler, MIŞiD'ler gibi ne idüğü belirsiz yapılar manipülasyona kullanılmaya son derece açı yapılar. Bunlardan oluşan bir alana komşu olmak bizim için fevkalade hayati bir güvenlik riski yaratır. Ve işte içerideki işte PKK'ya karşı da biz Kuzey Irak'a girdiğimizde buraları patlatma ihtimali hep vardı zaten. Bu riskleri eğer biz iyi düşünüp somut olarak ama şimdi sayın paşamız da dedi yani.

    Yaşar Güler: Sayın bakanım. Biraz önce zatı aliniz içerideyken onu konuştuk. Açık açık. Yani bu silahlı kuvvetler her dönemde sizlere lazım olan bir tool.

    Ahmet Davutoğlu: Tabi canım. Sizin gıyabınızda da hep başbakan her konuştuğumuzda ben akademisyen şeyiyle söylüyorum hard power olmadan bu topraklarda durulmaz. Ama hard power olmadan soft power olmaz.

    Yaşar Güler: Efendim

    Feridun Siniroğlu: Ulusal güvenlik politize edildi. Yani Türk tarihinde ben böyle bir ey hatırlamıyorum. iç politika konusu haline geldi. Artık tamamen ülke topraklarını, sınır güvenliğimizi, oradaki egemen toprağımızı falan savunmakla ilgili tamamen ulusal güvenliğimizle ilgili yaptığımız konuşmalar son derece pespaye, bir ucuz içpolitika malzemesi haline geldi.

    Yaşar Güler: Aynen bu durumda

    Feridun SiNiROĞLU: Hiç daha önce böyle birşey olmadı. Maalesef yani

    Yaşar Güler: Yani ülke güvenliğinin bu kadar zirvede olduğu bir noktada bir tane muhalefet partisi efendim size destek oluyor mu? Peki böyle bir ulusal güvenlik düşüncesi olabilir mi sayın bakanım?

    Feridun Siniroğlu: Hiçyani ben böyle bir dönem hatırlamıyorum.

    Yaşar Güler: yani biz hangi konuda birarada olabileceğiz. Yani böyle ulusal güvenlik olmadığımız halde hangi konuda beraber olabileceğiz. Hiç

    Ahmet Davutoğlu: 2012 yıl, 2011'de yapmadık. 2012 yazında bile cesur kararlar almışolsaydık.

    Feridun Siniroğlu: 2012'de en zayıf noktadaydılar.

    Ahmet Davutoğlu: geri dönmüştü içerde Libya gibiydi yani. içerde o iniyor bu gidiyor bu gidiyor falan ama bizi ilgilendirmiyor. Ama bazı şeyler

    Yaşar Güler: Sayın bakanım yani bir yanlışlık olmasın yani 2011'de de bizim ihtiyacımız silah ve mühimmattı. 2012'de , 13'te ve bugün de. Aynı gene aynı noktadayız. Bunu mtlak surette bulup burayı da kurtarmamız lazım.

    Ahmet Davutoğlu: Orası o kadar silah ve mühimmat gerek ki. insan unsurunu biz orada düzene sokamadığımız için

    Hakan Fidan: 2000'e yakın tır malzeme gönderdik biz oraya.

    Yaşar Güler: Bence orada silaha ihtiyaç yok. Benim şahsi görüşüm orada mühimmata ihtiyaç var. Sayın Bakanım Hakan Bey burada bir tane general verelim dedik. Hakan bey burada sağolsun zaten kendisi başta o istedi. Biz verelim dedik, generali belirledik, general gitti.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster