1. 176.
    0
    ... Bu sefer duvara doğru değil, bana doğru yıkıldı. Ağlıyor. Başı omzumda. iyice gömüyor başını, bastırıyor. Elleri kendini kaybettiği bu anda bile bana sarılıp sarılmamak arası tereddütlü bir noktada sabit. Göz yaşları süzülüyor montuma... yani pardon... pardösüme.
    "Allah belanı versin... neden ya... neden... bi tane düzgün insan tanımadım şu şehirde... bi tane ya... keşke hiç gelmeseydim"
    Ben... içimde bi ağırlık hissediyorum. Bu anı birebir yaşadık. Yaşadım. Yapmamalıydım, hastalığımın ilacı olmak sadece başta gerekliydi, onu yapmıştım ve bitmişti. Ama bu şu an anlattığım, anlatacağım anda yaptığım hareket, büyük hata, bu gece bitmiş olması gereken, sanatsal bir hikayeyi uzatacaktı.

    Yavaşça elimi kaldırdım, sırtına koydum, bastırdım kendime... Sıkıca.
    Belki o alması gereken dersleri gerçekten almıştı. Ben?

    Köşedeki mekandan burayı kesen danışıklım gecikmişti. Lanet karı geciktin... niye dıbına koyayım? Görmedin mi kitap yazmamızı mı bekledin lan beraber?.. sakin amk sakin...

    "Pardon bölmüyorum ya sizi bebeğim rahatınız baya yerinde, eve gidicektik hani diyorum?"

    Ağlaması bir anda kesiliyor. Gıkı çıkmıyor şimdi.
    ···
   tümünü göster