1. 1.
    0
    sosyal devlet dediğimiz kavrama, cumhuriyet tarihinde en yakın olabildiğimiz dönemler bu dönemler, ister kabul et, ister reddet. bu yukarıda saydığım ve ak parti hükümeti döneminde gerçekleştirilenler var ya, hah bunlar zaten nimet değil arkadaşım. ben bunun farkındayım. bunlar bir devletin zaten vatandaşına sunması gereken olağan hizmetler, olması ve yapılması gereken hizmetler. ama sorarım sana, bugüne kadar kaç tane ve hangi hükümet gerçekleştirdi bunları ? bir düşün lütfen, rica ederim geçmişe bir bak.

    bugün oy oranlarıyla konuşursak, türkiye'deki en büyük oy oranına sahip muhalefet partisinin, chp'nin başkanına bakalım, kemal kılıçdaroğlu. bana göre son derece dürüst evet. ama bakalım ne diyor kendisi ? 81 ilin tamdıbını gezemiyoruz. neden arkadaşım ? bu ülkede 81 tane il, 75 milyon insan var. gezeceksin, gideceksin, göreceksin. senin işin bu olmalı. türkiye dediğimiz ülke, istanbul, ankara ve izmir' den ibaret değil, bunu anlamalısın önce.

    ricard dexer shawn başlığını okuyorum, uzun uzun, hiç bir entariyi atlamadan. diktatör, yargılanacak, düşecek, devrilecek, hesap verecek, marttaki seçimlerde görüşeceğiz, halk seni gömecek, sen bittin, vs vs vs. uzayıp gidiyor bu komik yazılar. evet çok çok komik hatta.

    çok net bir şey söyleyeyim, ben bu hükümetin biteceğini düşünmüyorum. hatta sizler gibi değil bir anda bitmek, azalarak biteceğini dahi düşünmüyorum. neden biliyor musun ? çünkü senin umrunda olan bir takım zamlar, anadoludaki insanların umrunda değil. senin umrunda olmayan şeyler de anadolu insanının umrunda. anlatabildim mi bunu en başlarda ? anlattım. bu adamlar iktidara geldiklerinde, yakın çevremin bir kısmı şeriat diye ağlaşırken, şeriat olmaz bu ülkede diyordum, hala da olmaz diyorum. yakın çevremin diğer kısmı da, kalıcı olmaz bunlar, gidiciler dediklerinde de, gitmeyecekler diyordum, gülüyorlardı bana. şu an durum ne ? otur bir düşün bunu, neden hala onca yaptıkları yüz kızartıcı şeye rağmen iktidardalar, bir düşün, irdele.

    tekrar söylüyorum, sosyal devlet olabilmek adına bu yapılanların hiçbiri, diğer bağzı şeylerin yapılmasını meşrulaştırmıyor. ben zaten bunu iddia etmiyorum. ben sadece anadolu insanının gözünden, size ak parti hükümetinin nasıl göründüğünü anlatmaya çalışıyorum. empati kurmanızı sağlamaya çalışıyorum.

    ak parti neden bugün hala iktidarda bunu anlatmaya çalışıyorum.

    ak parti neden iktidarda kalmaya devam edecek bunu anlatmaya çalışıyorum.

    81 ili gezmekten imtina eden bir muhalefet neden sadece muhalefet olarak kalıyor bunu irdeleminizi sağlamaya çalışıyorum.

    en basit örneği, sana bu entaride çocuk gelin vakalarından pek fazla bahsetmeyeceğim. ama sana bunun çözümünün aşiretlerle olan diyalogları geliştirmek olduğunu söyleyebilirim çok net. doğuda bir takım dogmalara son vermek istiyorsan, önce aşiretlerle masaya oturacaksın diyorum. bdp'li vekillerin bulundukları komisyonlara tek tek ulaşabilirsin buradan. lütfen incele, sen incelemeyeceksin, ben yazayım.

    toplamda 26 bdpli milletvekili var şu an mecliste. bu vekillerden 8 tanesi kadın, hatta isimlerini de vereyim, ayla akat ata, nursel aydoğan, emine ayna, pervin buldan, mülkiye birtane, gürsel yıldırım, gültan kışanak ve selma ırmak. peki kaç tanesi insan haklarını inceleme komisyonu, kadın erkek fırsat eşitliği komisyonu ya da sağlık, aile, çalışma ve sosyal işler komisyonu'nda üye ?

    hemen yazayım, bu 26 vekilden, murat bozlak; insan haklarını inceleme komisyonu, nursel aydoğan; kadın erkek fırsat eşitliği komisyonu ve demir çelik; sağlık, aile, çalışma ve sosyal işler komisyonu üyesi. bu mudur muhalefet ? bu mudur çocuk gelin vakalarını önlemesi gereken milletvekili sayısı ?

    bir kadın olarak, yalnızca nursel aydoğan'ın, kadın erkek fırsat eşitliği komisyonu üyesi olması utanç vericidir bu ülkede muhalefet adına. oy vermediğim halde, bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmak açısından ve beni de temsil etmeleri açısından, bir kadın olarak utanç duyuyorum ben bu tablodan, kimse kusura bakmasın.

    son bir konu daha var değinmek istediğim ki benim için en önemlisi bu. yıllardır azınlıkları ötekileştirdik. alevileri ötekileştirdik. kürtleri ötekileştirdik. göçmenleri ötekileştirdik. ermenileri ötekileştirdik. eşcinselleri ötekileştirdik. dinine bağlı insanlara yobaz dedik. türbanlıları üniversitlere sokmadık. türbanlıları devlet dairelerinde çalıştırmadık. eğitimli olabilmek için gerekli şartlara ve şansa sahip olamayan insanları cehaletle aşağıladık. insanız dedik ama insan olmanın gerektirdiği insanı vasıfları taşımaktan ehemmiyetle imtina ettik. şimdi soruyorum size, ricard dexer shawn, bunlar hem ateist hem terörist derken nasıl zorumuza gidiyor bu ? bizim yıllarca onlara ve başkalarına yaptığımızı, bugün ricard dexer shawnın bize yapması ne kadar anormal olabilir ki...

    toparlayayım artık, çok uzun oldu, okunmasını istiyorum açıkçası. ilk defa bir yazımın ciddi ciddi insanlar tarafından okunmasını ve anlaşılmasını istiyorum.

    son defa yazayım, ne bu hükümeti, ne de başbakanı günahım kadar sevmiyorum ben. kafama silah dayasalar asla oy vermeyeceğim tek partidir akp. ama şunu gayet iyi biliyorum, bu adamlar bugün, bizlerin yani artık azınlık olan bizlerin özgürlüklerine müdahale ederken, anadolunun istediği ve zaten bugüne kadar çoktan yapılmış olması gerekip de yapılmayan iyileştirmeleri yaptı. bunun farkındayım ben.

    insanlarla hala dalga geçiyoruz. yiyor ama çalışıyor dedikleri için. bugüne kadar bu kadar yiyen olmadı evet. peki kaç tanesi bu yukarıda saydığım iyileştirmeleri yaptı ? kaç tanesi şu ülkenin çözülmesi gereken ve artık kangren olmuş yarasını iyileştirdi ? bunu nesnel olarak bir düşün lütfen. fanatizmi bırak artık. siyasette fanatizm olmaz.

    halka hitap etmek istiyorsan, gerçekten halkçı olabilmek gibi bir çaban varsa, öncelikle halkın isteklerine kulak vereceksin. bu adamlar, ne kadar sevmesek ve onaylamasak da, hatta nefret etsek bile, halkın ne istediğini çok iyi biliyor arkadaşlar ve halka ne vermesi gerektiğini.

    diğer muhalefet partilerinin bugüne kadar yapamadığını ve hala basiretsizce yapamadıklarını yapıyor bu hükümet.

    üzücü ama gerçek.

    kalın sağlıcakla.

    gelen mesajlar üzerine edit:

    1. güzel kardeşim, öfken yazıyı bile düzgün anlamanı engelliyor. ben düşüncelerimi yazdım demedim, ben anadolu insanının gözünden olayları yorumladım dedim. bu iyileştirmeler benim işime yaradı demedim farkettiysen.

    2. 15 sene öncenin teknolojisiyle bugünün teknolojisi aynı değil evet. ama 15 sene önce dünya devletlerinin üniversitelerinde, kütüphanelerinde bilgisayarlar vardı. solidworks ve autocad gibi programlar dünyada kullanılabiliyordu dedim. bunun kullanımını akpye bağlayacak kadar aptal değilim arkadaşım. ama bugün mühendislik eğitimi için üniversitelerde olan laboratuarlar varsa, sen her türlü imkana ulaşabilirsin dedim. bu laboratuarlar hangi dönemde oluşturuldu bir düşün dedim. karşında ayfon teknolojisini akpye bağlayacak kadar sığ bir insan yok senin. merak etme.

    3. 15 sene önce beşiktaş mecidiyeköy arasında sefer yapan 30a ve 30m hatlı otobüslerin çalışmasıyla bugün yani 2014 senesinde bunların çalışma saatleri vb. aynıydı arkadaşım. ama sultanbeyli, sarıgazi, samandıra gibi senin benim beğenmeyip aşağıladığımız o yerleşim birimlerine olan seferler yeni yeni düzeldi dedim. linkler verdim sana.

    4. bugüne kadar hiç bir hükümet bunları yapmadı dedim. yapamadı demedim. neden yapmadılar bir sor kendine dedim. yine anadolu insanının gözüyle.

    5. evet ben sığır gibiyim. evet ergenim. ama en azından ülkemi ve ülkemdeki insanları tanıyorum.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster