1. 1.
    0
    Bizler olayların içyüzünü bilemediğimiz için, zahiren kötü olan bir olayı hemen kötüye yorumlayıp neden bu böyle oldu, neden şöyle oldu diye itiraz etmekteyiz. Elbette bela ve musibet istenilmez. Ancak geldiği zamanda isyan değil sabredip şükretmek ve mükafatını düşünüp "kahrında hoş lutfunda hoş" diyebilmektir. Bu kulluğun üst mertebesidir.

    Her musibet kahır değidir; her musibeti, her hastalığı yahut her felaketi mutlaka bir kahır tecellisi olarak görmemek lazım.

    Bir hadis-i şerifte de şöyle buyruluyor:

    “Belaların en büyüğü peygamberlere, sonra evliyaya, sonra diğer has kullara gelir.”(hz.muhafazid (sav))
    ···
   tümünü göster