1. 26.
    0
    -iyi günler ben ayçanın okuldan arkadaşıydım,
    kapılarını çalıyorum ama açan kimse yok taşındılar mı acaba?
    -sen eski bir arkadaşı olmalısın
    ayça evlenip taşındı kızım
    -hmm hadi yaa peki sağolun
    -seni bir yerden tanıyor gibiyim gelir miydin ayça'nın yanına sık sık

    hass kadın beni mahallede veya buraya gelirken mi görmüştü acaba
    tüm mahalle hakkımda yalancı dedikodusu çıkarmadan kaçmam lazımdı

    nasıl kaçacağımı düşünürken kadın
    -ayçanın annesi geçen gün fenalaştı, ambulansla hastaneye kaldırdılar sonra noldu bilmiyoruz

    eh be kadın insan komşusunu merak edip bi sormaz mı?
    hastaneye gitmez mi?
    annesi ölmüştü de memleketlerine defnetmeye mi gitmişlerdi
    öyle olsa bile ayaz nerdeydi
    ya da kim bakıcaktı ayaz'a


    daha fazlasını yapıp araştırabilirdim
    hastaneler falan ama
    kadına tekrar gidip hangi gün fenalaştığını hangi saatte gittiğini falan sormam gerekiyordu
    ki bu kadarını yaparsam merakın takunu çıkarmış olabilirdim
    bazı şeyler zamana bırakmak gerekiyordu
    çünkü ben aklı başında ve güzel bi kızdım

    aynı gün akşam balkona çıktım
    ben çalışan proje yetiştirmesi gereken
    muhtemelen beni ömrümün sonuna kadar çok mutlu edicek bir erkekten
    gün içinde ayrılmış
    bir deli peşinden ne amaçla bile koştuğunu bile bilmeyen bir kızdım

    projelerimi hazırlarken ayazların evinde ışık yandığını gördüm
    15 dk boyunca da açık kaldı
    ısrarla balkona çıkıcak birisini bekledim ama kimse çıkmıyordu
    daha sonra da ışıklar kapandı
    kimdi ki eve giren hırsız mı diye düşünürken
    ablası ayça'yı aşşağıda bir arabaya binmek üzere iken gördüm
    seslenmek ile seslenmemek arasında iken
    o yukarı bakıp beni farketti el salladım

    -nasılsın diye seslendi
    -iyiyim canım sen nasılsın dedim
    -uğraşıyoruz işte sünnet düğünü var ayaz'ın dedi
    -hmm geçmiş olsun annen de mi rahatsızlandı diyemedim
    çünkü nerden duydun derse bu onları araştırmış olurdum
    -şimdiden geçmiş olsun dedim
    -sağol deyip bindi arabaya

    oğlunun sünnet olacağını biliyordum ama
    ayaz ve annesinden haberdar değildim henüz
    ama sünnet yaptıklarına göre annesi ölmüş olamazdı

    15 dk kadar geçtikten sonra aşşağıda bir korna çaldı
    aşşağı eğilip baktığımda
    ayça göründü
    -kaç numaraydı canım diye daire numaramı sordu söyledim
    kapıya geçtim saçımı başımı düzelttim
    belki de yanlış birşey yapıyordum
    ablası katil olabilirdi
    ve benim cinayeti gördüğümü düşündüğü için beni öldürebilirdi

    -ya kusura bakma, sünnet düğünü var dedim ama
    seni davet etmeyi unuttum
    eğer bi planın yoksa yarın saat 16.00 da
    kayınvalidemin bahçesinde yapıcaz dedi
    -aaa bilmiyorum diyebildim
    çünkü korktum
    beni başka bir yere zütürüp öldürmek istiyor da olabilirlerdi
    -gelmek istersen adres burda ve telefon numaram da yazıyor görüşürüz canım deyip yine gitti



    davete gitmek veya gitmemek konusunda oldukça kararsızdım
    aslında gitsem ayazı görebilirdim
    hem davet edilmiştim bu da bir nevi benden bir takı takılması beklentisini barındırıyor olabilirdi
    belki de sadece iyi niyetlerinden karşı komşum oluşlarından
    ve geçen gün ki konuşmamızdan zevk aldıkları ve
    ayçanın beni bir arkadaş gibi benimsemesinden de davet ediliyor olabilirdim
    ama kötü ihtimaller de vardı
    düşündüğüm gibi beni öldürme planları yapıyor olabilirlerdi
    veya ayaz ablasına beni de davet etmesini söylemiş olabilirdi
    çünkü ayaz a göre de ben aklı başında güzel bir kız olabilirdim



    annemi aradım bir komşumuz beni
    oğlunun sünnet düğününe davet ediyor gitmeli miyim sence dedim laf arasında
    davet ettilerse bi çeyrek altın al git kızım
    sıkılırsan çıkarsın hemen
    akılda kalan takın olur dedi
    mantıklıydı


    en azından şansımı denemeliydim ama dediğim gibi korkuyordum
    ertesi gün oldu ve
    ogün beni arayıp nasıl olduğumu sordu
    bu konuşmanın sonunda bir buluşma daveti olacağını
    veya benimle tekrar sevgili olma konusunda konuşmak isteyeceğini biliyordum
    uzun da sürmedi
    -vaktin var mı? bişeyler içelim mi dedi
    -aa yok dedim direkt olarak
    sonra çok direkt söylediğimi anladığım için açıklama yapmak ihtiyacı hissettim
    bir arkadaşımın oğlunun sünneti var ona gidicem dedim
    -ben bırakayım seni istersen dedi
    inanmıyor olabilir miydi ki bana?
    evet bu yüzden ben bırakabilirim diyor olsa gerekti
    bi taşla iki kuş vurabilirdim
    beni ogün zütürebilirdi arabası ile
    adrese geldiğimizde sünnete benzer bişeyler görürsem tehlike yok demek olucaktı
    eğer ortalık sessiz sakinse beni öldürmeleri teorim doğru olucaktı ve
    ben ogün'ün arabasına tekrar binip ordan uzaklaşabilirdim

    -olur dedim neden olmasın sen zütür
    uygun saatte geldi
    saçları olağandan daha bakımlı
    kıyafeti eski bir sevgiliyi bir noktadan diğer noktaya zütürmek içinde çok şıktı
    bu çocuk bana aşıktı
    adrese gitmeden önce kuyumcuya uğradık
    bir tane almayı düşünüyordum ama çalıştığım işten çok para kazandığımı ayça'ya anlatmıştım
    sadece bir çeyreği azımsayabilirlerdi
    ama ben aklı başında güzel bir kızdım
    iki tane çeyrek aldım
    birini takıp diğerini tepkilere göre takabilirdim


    verilen adrese geldiğimizde
    gelen seslerden ve etrafı gözetleyince
    içerdeki kişi sayısından gerçekten bir sünnet olduğunu anladım
    ve bunu anladığım içinde ogün'ün seni çıkışta alabilirim teklifine
    -hayır ben kendim dönebilirim dedim
    nankör müydüm biraz?
    işi bitince bir kenara atılmış gibi hisseder miydi ki ogün?
    -tamam yine de bişey olursa arayabilirsin dedi
    -sağol görüşürüz dedim ve gitmesini bekledim
    misafir çocuğu gibiydi ogün
    sevilesi
    ama başka işin varken musallat olunca
    dövülesi

    içeri girdim gözüm tanıdık 3 kişiyi aradı
    ayaz ayça veya anneleri
    herkes bana bakıyor gibiydi
    bi bey karşıladı beni
    -merhaba ben eşref hoşgeldiniz dedi
    hemen kendimi tanıtmam gerekiyordu
    ayçanın arkadaşı olduğumu söyleyince
    aa tabi karşı komşusunuz nisa hanımdı sanırım
    ayaz da bahsetti sizden dedi


    ne diye bahsetti diye sormayı o kadar istedim ki o an
    ama sormaya vakit kalmadan
    -ayça içerde ayaz'la uğraşıyor
    buyrun geçin isterseniz dedi
    içeri yönelirken sanırım
    insanlar ayaz derken hangi ayazdan bahsettiklerini henüz kavrayamamamıştım
    çünkü karşı komşum deli ayaz
    üzerinde bir sünnet elbisesi ile ortalıkta dolaşıyor
    ve gidip takıldığı herkesi gülme krizine sokuyordu


    beni görmesini istemediğimden olsa gerek içeri doğru kendimi yönlendirmeye devam ettim
    ayça ile karşılaşmak beni ve onu oldukça mutlu etti

    geldiğim için teşekkür etmeler
    adresi kolayça bulup bulmadığımı sorgulamalar derken

    -ben oğlunuz sünnet olucak sanmıştım dedim
    -oğlum sünnet olucak zaten dedi şaşkın bir suratla
    sonra ne demek istediğimi anlayıp
    -aa ayaz'a diyorsun bakma sen o şakrabanlık olsun diye sünnet kıyafeti aldırttı eniştesine
    palyaçodan daha çok dikkat çeker enişte
    bırak makara yapalım biraz dedi
    o yüzden kıramadık dedi
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster