1. 1.
    0
    edindiğim izlenime göre ayaz bir deliydi
    tam olarak deli denemese bile zihinsel sorunları olduğu ve çok farklı bir dünyada yaşadığı belliydi
    bir kere çalışmadığı kesindi
    ve annesinin onunla çok fazla ilgilenmesi
    onun yardıma ihtiyaç duyan bir insan olduğunu gösteriyordu
    böyle birisine aşık olmuyacaktım tabiki
    ben bir iş kadınıydım ve hayalimdeki evlilikte
    en az benim gibi çalışan
    daha mantıklı şeyler yapan bir adam olmalıydı
    hem annem de beni ziyarete geldiği zaman
    ayaz ı görmüş
    -kim bu diye sorduğunda mahallenin delisi işte demiştim
    ailem de böyle birini kabul edemezdi
    yok yok bu iş kesin olmazdı
    hem bi hafta sonu
    bir kız gelip nerdeyse sabahtan akşama kadar çocuğuyla beraber onun yanında oturup
    ona olan sevgisini fazlası ile belli etmişti
    ayaz a sarılıyor sürekli onunla konuşuyor
    elini ise nerdeyse bırakmıyordu
    kız bana sık sık bakıyor
    bazen imalı gözlerle de süzüyordu
    ama ayaz hiç bakmıyordu
    tahminlerime göre karısı ve çocuğu olabilirdi
    ama bu durumundan dolayı ayrı yaşıyor olmaları çok muhtemeldi
    bu dönemlerde ayazın bana en büyük faydası
    kaybettiğim kitap okuma alışkanlığımı geri kazandırması olmuştu
    o kız yine gitti ve kendimce hem sıkılmışlıktan
    hemde meraktan ayazın dikkatini daha farklı şekilde çekmeye çalıştığım da oldu
    aslında bunu yaparken ki amacımı hiç bilmiyordum
    tipim olmayan ve hayallerimde yer barındırmayan bir erkeğin ilgisini neden çekmek istiyordum ki?
    hemde perdeyi aralık bırakıp sadece onun göreceği açıda soyunup giyinerek
    adrenalin diye özeteyeyim de huur demeyin arkamdan
    ama ayaz hala bana bakmıyordu
    utanıyor olabilir miydi?
    annesi kızmış, oğlum bi bayanla nasıl konuşuyorsun dediği için
    kendisinden utanıyor olabilir miydi?


    balkona çıkıp soyunup giyinemezdim
    ona heyy naber de diyemezdim
    aslında onunla konuşup konuşmamak istediğimi bile bilmiyordum
    ayaz yaptığı şeyler konusunda sabırlı insandı
    ama ben aynı sabırda değildim
    onun gibi hep evde kalamıyordum
    çünkü dışarlarda bir yerlerde benim de atlı bir prensim duruyor olmalıydı
    aramaya çıktım mı tabiki
    gezdim dolaştım eskisi kadar ayazı gözlemez oldum
    bazen onu sabahın köründe aparmanın önüne inmiş
    kaldırımı süpürür görüyordum iş servisini beklerken
    süpürmekten daha çok sabah sporu yapıyormuş gibi gözükmesi
    faraş kullanmaması da ayrı konuydu

    ayaz da espirisini kaybetmeye başlamıştı benim için
    çünkü bir deli olduğuna inanmaya başlamıştım
    bi insan film veya maç izlerken çekirdek kabuklarını bi sağa bi sola atıp
    her on dakikaya bir kalkıp yerleri süpürür mü
    atmasana manyak
    tuttuğu takımın bayrağı da balkon korkuluğunda asılı dururdu
    sanırım kazandığı hafta dışarı sarkıtıp
    kaybettikleri zaman ise balkonun içine alıyordu
    türk bayrağı sabitti ama


    hem annesine hem de ayaz a acır ve üzülür bile olmuştum
    onlara yardım etmek bile geçiyordu aklımdan ama
    gidip ben sizin oğlunuza yardım etmek istiyorum desem
    ve bunu yanlış anlasalar
    karşı apartmanda yaşamaya devam etmek zor olabilirdi
    bananeydi
    ben hayatıma devam etmeliydim
    ettimde azalmış arkadaş çevrem vardı
    tekrar erkek arkadaş rezaleti istemiyordum
    ama gerçekten sevecek birisini istiyordum
    ne zor şeydi ya doğru kişiyi bulmak
    hayat benim için
    ayaz'ı bir aklı havada komşu olarak görmeye devam ederken
    bir sabah onların evinde uyandım
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster