1. 1.
    0
    Şu hale bak…
    Ülkemizin şu içinde bulunduğu görüntüden, Türkiye düşmanlarından başka sevinen var mı acaba?
    Küçük Berkin, sonsuzluğa yürüdü.
    içimiz yandı…
    Küçücük, günahsız bir çocuğun böylesine dramatik ölümü ne yalan söyleyeyim ruh dünyamı alt üst etti.
    Ağzımda bir kuruluk, içimde garip duygular; ama derin bir hüzün var…
    Küçücük bir çocuğa nasıl kıydık?
    Bu kadar mı acımasız olduk? Bu kadar mı insanlıktan uzaklaştık? Berkin ve Berkin gibiler, hani bu ülkenin umudu ve yarını değil miydi?
    Devlet nerede, halk nerede?
    Polis bizim polisimiz; sokakta yürüyen insanlar bizim insanlarımız; ve her şeyi bir yana bırakalım; bu ne büyük nefrettir, ne büyük, acımasız, pis, insanın tenine yapışacak kadar iğrendiren bir duygudur?
    Polis de bizim, Berkin de…
    Sokaklarda Berkin için yürüyenler de…
    Polisi de bir Türk anası doğurdu; Berkin’i de…
    Ve Berkin için içi yanan ve onun için ayağa kalkanları da…
    Ancak duyarsızlığa bakar mısınız?
    Ortalık ayağa kalkmış; önemli televizyonlar olan biteni göstermiyor…
    Yönetenler, olan bitene kulaklarını tıkamışlar…
    Bu arada tam gaz siyaset dünyasında seçimlere doğru yürüyoruz…
    Yalan dolan; vurgun, soygun, yolsuzluk iddiaları gırla…
    Sen şöylesin?
    Yok, sen şöylesin?
    Devletin çivisi çıkmış…
    Türkiye yukarıdan aşağılara doğru hızla kayıyor…
    Hukuka, polise, devlete güven en aşağılarda…
    Yazık değil mi?
    Bu yitirilen, yerlerde sürünen güven duygularını yeniden nasıl kazanacağız?
    Gerçek yurt severlik, yurdu, ulusu sevmekle geçer… Ulus bireylerden oluştuğuna göre; bireylere dönük bu hıncın anlamı ne?
    Üzülmemek elde değil…
    Dünya bizi ne zamandır neler üzerinden konuşuyor.
    Ve sorumlu olan makamlar, etkili ve yetkili kişilikler, yürekleri serinletecek tek bir söz söylemedikleri gibi; sanki halkı bir cinnet anına, bir büyük nefret seline gittikçe, özellikle konuşmamak, ortalıkta görünmemek için karar almışlar gibi…
    Türkiye çok kırılgan, hassas bir noktadan geçiyor.
    Bu kırılgan olduğu gibi son derece de tehlikeli bir süreç bu…
    Nereye gider, nerede durur; hiç kimse bir şey bilmiyor.
    Belirsizlik çok kötü bir şey.
    Ve belirsizlik ortamında oraya buraya koşturan çaresiz kitleler, soluk çizgiler gibi sluetler oluşturuyor.
    Her şey, her şey gölgeleşiyor…
    içimiz yanıyor…
    Berkin uyudu; Türkiye ayakta…
    Dünya bütün bu olup biteni izliyor.
    Ve Türkiye’de ne insanlarımızı, ne dünyayı rahatlatacak, demokrat bir duruş, bir açıklama, bir görüş dile gelmiyor.
    Ortalıkta yalnız tomalar, gaz bombaları…
    Şiddet şiddeti, ve elbet şiddet nefreti körüklüyor
    Yaşadıklarımıza baktıkça tanıyamıyorum:
    Burası Türkiye mi?
    Türkiye, ses ver!
    ···
   tümünü göster