1. 1.
    0
    bölüm 8

    doğan tüm çocuklar nefes alarak hayata başlarlar ve inanılmaz bir çığlık atarlar. filmlerde görmüşsünüzdür. çocuğun kıçına vurudulur ve çocuk nefes alıp yaygarayı basar. bu çığlık öylesine güçlüdür ki, eğer ameliyathaneye ses izolayonu yapılmamışsa tüm hastane bu çığlıkla inler.

    bilim adamları yeni doğan çocukların nefes alış veriş şemalarını incelediklerinde, istisnasız tüm bebeklerin diyafram solunumu yaptıklarını ve her nefeste ciğerlerinin en az üçte ikisini doldurduklarını keşfetmişler. bu oran 30 yaşına gelen insanlarda ise yüzde bir bile değil. yani yaş ilerledikçe insanlar diyafram solumasını terk ediyorlar ve ciğerlerinin sadece 6 da 1'ini kullanmaya alışıyorlar. kısaca sadece hayatta kalacak kadar nefes alıyoruz.

    diyafram solunumu yapıp yapmadğınızı midenizin alt kısmının nefes alıp verirken hareket edip etmemediğine bakarak anlayabilirsiniz, büyük ihtimalle etmiyordur. bir diğer anettod ise neredeyse üzerinde çalışma yapmayan hiçbir insanın, bebeklerin ilk çığlıklarını attıkları desibele çıkamadıkları. yani hem yeterince nefes alamıyoruz, hem de bebekliten sahip olduğumuz yüksek desibelli konuşma, bağırma kabiliyetlerini kaybediyoruz

    pekala, çocukken sahip olduğumuz bu kabiliyetleri neden büyüdükçe kullanmaktan vazgeçiyoruz? neden ciğerlerimizi her defasında oksijenle doldurmak varken, sadece gıdım gıdım alarak yetinmeye çalışıyoruz?
    ···
   tümünü göster