1. 26.
    0
    iki dakika ya koştuk ya da koşmadık emreyi gördük. altına işemişti(sanırım korkudan) Sol kolu kan içindeydi, bize “tıkandığını, zombi tarafından yere düşürülüp ısırıldığını anlattı. Zombinin bacağına bıçak saplamış ve zombi bir daha ayağa kalkamamış, yerde sürünerek peşine düşmüş. Nefes nefese olan emre birden yere yığıldı. Nabzı çok fazlaydı. O an aklıma haberlerde gördüğüm “kan pıhtılaşması geldi” kalbi bu kadar hızlıysa çok kan kaybetmeli diye düşünürken yarasından kan akmadığını gördüm,"evet kan pıhtılaşmasıydı". Çocuk obez olduğundan kolestrolü vardı ve kan pıhtılaşması onun için daha tehlikeliydi, süreç normalden daha hızlıydı. Hastanede olsaydık kan sulandırıcı bir iğne yapardım ama sahil yolundaydım… iki dakika içinde emreyi kaybettik. Kadir ve erdem ağlamaya başladı. Bu çocuklara güvenecek sağlam bir şey lazımdı ve o konumda bu bendim. Ne kadar ağlamak istesem de ağlayamadım. Emreyi çalılıkların arasına koyduk ve koşmaya başladık. Çocuklar ağlaya ağlaya koşarken ben boğazımdaki yumru ve omuzlarımdaki yükle ilerlemeye çalışıyordum. Her ceset gördüğümüzde dünya daha da ağırlaşıyor; her zombi gördüğümüzde boğazımdaki yumru daha da sertleşiyordu.
    ···
   tümünü göster