1. 1.
    +3
    Ayaklarımı sallıyorum. Yine yoksun. Ne yapabilirim. Bu ellerle, soğuk demirlere dokunmaktan başka. Ne zaman bir şey söyleyecek olsam duruyorum, orada, ne zaman olman gerekse olamadığın bir yerlerde. Bunu anlatmanın yolu yok, konuşmanın bir yolu yok böyle, böyle olmaz, bekliyorum, bekliyorum ama. Ölmek değil bu, dedi birisi, sürünmek bu yerlerde sürünmek. Bak, öyle birisi olmadı hiç, olamadı. Bazı güzel senaryoları parça parça anlatıyorlardı, bunlar benim ilaçlarım. Bunlar bana iyi gelmiyor. Herkesin nasıl hissettiğimden ne kadar kaçtığından başka bir şey görmüyorum artık etrafımda. Beni duvarların arasına değil uçsuz bucaksızlığa kapatıyorlar. Bilmek istemiyor onlar da. Ben ne zaman söyleyecek olsam susuyorum, defalarca.

    Aşağıda bir boşluk var, ayaklarımızı bastığımız bu zemin, üzeri insanlarla kaplı. Onları tanıyor muyum, tanıyor musun sen? Burada olsaydın şimdi, hemen yanımda, selam verir miydin onlara? Düşecekmişiz gibi olurken, beraber mi olurdu bu, yoksa yok musun yanımda yine. Ayaklarımı sallıyorum, bu zamanın geçmesi demek. Durduramadığım zamanın, sonra yokluğuna sarılan ve başka hiçbir şey göstermeyen zamanın geçmesi. Ölmek değil bu, dedim, yanımda oturan genç bir kadına, bu yerlerde sürünmek, kalkamıyorum bak, ve daha hala sanki tutunmasam düşeceğim. Yüzüne bakamadım, saçını şöyle çekse sanki yine korkularımı görecektim. Yine sen yokken, bir de sen yokken, bir de sensizliğin korkusuyla. Sanki gerçek değilmiş gibi, bir türlü kendimi inandıramadım. Ayaklarını sallıyordu yanımda, zaman çok yavaş geçiyordu ama ben böyle hissetmeye başlayalı sanki daha çok oldu. Çok, çok uzun. Hani filmlerde olur zannederiz ya sadece, ama filmler de bizden olur zaten, bir şey söyleyecek olmak ve vazgeçmek arasında, ve pek çok defa. Bunu anlatmanın yolu yok, ekgib anlatıyor zaten onlar da.

    Mutlu bir son yok, hiç olmadı. Olmasın, dedim, varsın olmasın. Ben elime ilk şiir kitabını çok uzaklarda, sen hiç bilmezsin, o evde aldım. Bir geceden sabahına ben Süreya ile tanıştım. Sonralar oldu. O ev şimdi yok, varsa bile yok, artık içinde biz yokuz. Biz büyüdük, değiştik, başkalaştık. Sonra ne şairler, ne şiirler ve sonra ben, seninle tanıştım. Daha da sonralar, çok kısa ama sanki çok uzun. Ama sonra, sonra sen.

    istersen buna sonu olmayan bir yol de, çıkmaz sokağın tam tersi olsun. Yine de bunca yürüdüğün için teşekkürler bırakmak istiyorum dönüş yoluna, bu herkesten uzun. Şimdilerde biraz elime yüzüme bulaştırıyorum ama henüz erken, içimdekini öldürmeden kurtulmanın ve iyi olmanın başka bir yolunu bulamıyorum bu defa.

    Tek bir soru vardı, işte, o eski bilmece. Susuyorduk, sonra ben. Şair iyi ki bizim yerimize sormuş, dedim, cevabından korkuyorduk, ve de kendisinden. Sonralar oldu, sonra sen. Sonra sendeki cevabını buldum ben.
    ···
   tümünü göster