-1
her ne kadar ortada aşk, sevgi bekçisi bolca bulunsa da, insanlar arasında ne kadar da medeni iletişimler bulunsa da ortada bir saygı ve güç oyunu oynanmakta. iyi arkadaş, sadık sevgili, koruyucu anne... bunların hepsi duyguların sizin gözünüzdeki yansımalarıdır. şu doğanın bir parçası olduğunuzu kabul etmek zorundasınız. they call me alpha'nın söylediği bir laf vardı: "anneniz sizi siz olduğunuz için sevmedi" diye. bence kesinlikle doğru söylüyor. anneniz sadece doğanın ona kattığı güdüler sonucunda sizi koruyup kolluyor. zira doğanın bir parçasısınız. siz doğanın yenilenen bir parçasısınız. ve üreyerek yenileyen bir parçası olacaksınız. ölüp yine doğaya katkıda bulunmuş olacaksınız. doğanın bir parçasısınız fakat doğa oldukça serttir. kurallar acımasızdır. güçsüz olanların yok olmasına doğa bizzat yardım eder. kanserli kolunu kendi keser. kaliteli, güçlü, hayatta kalan genleriniz yoksa, doğa sizin çoğalmanıza mani olur. eğer hayatta kalacak kadar güçlü değilseniz dişiler tarafından seçilmessiniz. eğer hastalıklı bir vücudunuz varsa yine dişiler tarafından reddedilirsiniz.
kurtlar kendi aralarında bir hiyerarşiye sahiptir. omega kurt alfa kurtun önünde eğilir. buna benzer çeşitli hareketler mevcuttur. diğer hayvanlarda dahil olmak üzere... insanlarda da aynısı mevcuttur. gücü olana sir, olmayana asshole denir. gücü olmayan kurtlar çiftleşemez. az yemek yer, hep güçsüz kalırlar. avın en son kalan parçalarını yerler. hep diğerlerinden korkup onların onayını beklerler.
bu paragrafı neden yazdığımı söyleyeyim. çok basit gördüğünüz o şakacı tavırlarınız, arkadaşlarınız arasındaki o duruşunuz, lafa atlamanız, yaptığınız her hareket sizi siz yapan şeylerdendir. arkadaşlarınız buna göre hareketlerini kalibre eder. profil olayında anlattım. arkadaşınız sizi tanıdıktan sonra size nasıl davranacağını iyi bilir. bu yüzden şu üniversiteye yeni başlamış ve gidecek olan arkadaşların derhal kendilerine çeki düzen vermesini tavsiye ediyorum. evin içerisinde annenizle babanızla muhattab olurken bile davranışlarınıza dikkat edin. anne baba kim olursa, laf vurdururlarsa cevap vermesini bilin. yerine göre cevabınızı hiç kimseye esirgemeyeceksiniz. size bakıp dalga geçen gülen adamları bozmaktan, selam kesmekten korkmayın. ağırlığınızı koymazsanız insanların gözünde bir hiç olursunuz. vereceğiniz cevap onunkine eşit seviyede olmalıdır. eğer birisi saçma bir espri yapıyorsa hakkınızda, o adama ana avrat sövmek yersizdir. eğer o adam sosyal çevrenin desteğini üzerinde taşıyorsa o adama agresif cevaplar vermek de yersizdir. uygun bir şekilde bozmanız lazım. bunun için de dedim ki şu espri yeteneğinizi geliştirin. fakat gördüğüm kadarıyla yazılar sadece okunuyor. bu okuduklarınız size anlık heyecan verir. ileride yapacaklarınızı planlarsınız. fakat o an geldiğinde unutulur gider. zor olan bu söylediklerimi uygulamaktır. ben lisede zerre itibar görmedim. tüm sırayı kopya ile mattan geçiren kızlar bana gelince gibtir git demeye getiriyorlardı. üniversite birde kadın memurlardan yardım isteyince off puff çektiklerini çok iyi hatırlıyorum. sınıfa geldiğimde hocanın benimle sanki ilkokul öğrencisi gibi beni odak yapması, benimle maytap geçmesi itibarımı giberken ağzımdan tek bir kelime çıkartmamışdım. neden?
çünkü ne adam gibi giyiniyordum, ne adam gibi oturuyordum, ne de adam gibi davranıyordum. ortadaki saygı oyunundan zerre haberim yoktu. insanların aşşağılamalarını ciddiye alıp bir de onlarla boğuşuyordum. duygusal bir yapım olduğundan kızların benim duygusal tarafımdan hoşlanacaklarını nedensiz bir şekilde düşünüyordum. böyle cool, duygusal, sessiz bir maldım. belki çoğunuzun durumu benden daha iyi. fakat mühim olan şu saygı oyununu kavrayabilmek ve kabul edebilmektir. şu an geriye dönüp hiç kimseye sövmem. çünkü onlar benim için biyolojik birer makineden fazlası değiller. doğada köpek yavrusunu farklı bir grup köpeğin içine atarsanız onlar acıyıp beslemezler, acımadan parçalarlar. bunu görebilmek önemli olan. eğer daha fazla bu saçmalıkları dinlemek istemiyorsanız da şuraya yazın. they call me alpha merak uyandırdı, iyi şeyler de yazdı ama adamın başlığı devamlı olarak aktifti. o adam bir şeyler yazdı, arkasından kim ne yazdıysa çakması olarak nitelendirildi. ne yapsak kar etmiyor anlayacağınız. şu yazdığım yazıların ardına üç günde bir "reserved" yazısından başka bir şey görmemek resmen beni yazmamaya itiyor. bir hafta yazmayacam dedim ama yine de yazdım bu akşam.
Tümünü Göster