sır perdesi aralanıyor gerçekler gün yüzüne

fakat ingiliz çocuk olayına geri dönersek. diyelim ki sınıfta herkes ingilzceyi şakır şakır konuşuyor ve bu çocuk gün geçtikçe daha mütevazi kendini daha da açtı. lisede yaptığı rezillikleri falan anlattı. ilkokulda altına sıçtığı günü hiç unutamadığını söyledi. bunlara gerek bile yok. çocuk dedi ki babam ingiltere de terzi. annem de ev hanımı. erkekler bunla mavra yapmaya başladı bir süre sonra. artık odak noktası haline gelmişti. aha bizimki geliyor diye laf geçiyordu. david hakkında.

peki bu adamın hayatta kalma puanına ne oldu beyler? ben söyleyeyim: anası gibildi...

buradan çıkaracağınız çok ders var. üniversteye başlayacak olanlar, yeni oda arkadaşları, yeni ev arkadaşları edinecek olanlar var. çocuk gibi bir yüzünüüz olabilir. çok salak hareketleriniz olabilir. fakat eğer anılarınızı anlatırsanız. kendiniz hakkında espri yaparsanız, sizin de sonunuz david gibi olacak.

- anılarınızı anlatmayın (onlar o kadar değerli değil dedik, değer atayın düşük değer atayın amk)

- esprilerinizin %70'i çevrenizdeki insanlar hakkında, kalanı olan bitenler hakkında fakat hiç birisi kendiniz hakkında olmamalı

- eğer oturacak yer yoksa o mekanda bulunmayın. birileri oturuyor ve siz ayakta kalıyorsanız bir bahane bulup ayrılın

- sizinle mavra yapan dalga geçen adamlara karşı agresif olmayın. hatta bunu ballandırarak abartın daha sonra sizinle dalga geçen adamı övün.

- konuşurken sap gibi durmayın odun gibi konuşmayın sesiniz yüksek gür, duygu yüklü olsun. memur gibi konuşmayın. canlı canlı net konuşun.

- yürürken kafa hizasına bakmaya alışın.

- eğer saygı duyulması gereken bir yerde değilseniz ayak ayak üstüne atın. çocuk gibi oturmayın.

- duygusal olmayın. orada duygu yüklü konuşun derken. "kanka merhaba" değil "oooo selaaamın aleyküm kimleri görüyoruz" şeklinde girmeniz daha sosyal daha hayırlıdır.