+2
(taçlandırılmış bir ömrün yapraklarını düşürüyorlar toprağa tutunmuş dallarından
Yağmurun gıdıklayan serinliğiyle onlarda değişiyorlar kurak kuytularında sabahlarken
Son perdeden düşüyor yine gölgesiz gölgeler yeni bir hayatın daha başlangıcına tutunarak
Bizden aldıkları güneş entarilerini onlarda bir kuşanıp bir çıkartıyorlar geri gelmiş ve yenilenmiş
Zamanın adlandırılmamış kutularında uyurken
Bir ellerinde terazi diğer ellerinde ecel ahiret için başlatıyorlar bizim gibi
Bu meçhul tarihin son yolculuğunu kader masalarında bağdaş kurup otururlarken... )
Neredeydi gönlüm yar olmaktan yana yana yana yaktım makber ocağını aşka ulaşmak için
Zalimin sözündeydi ihanet güzel rüyalarıma kendi kendime sordum son soruyu gökkubeye yükselmek için
Devran döndü gecenin bitiminde yıldız kolyeleri yaptım seraptaki güzelliğe
Sema yatağımda rengarenk uykular tattım perilerin gölgesinde el üstünde taşındım
Dünya kazan sevda kepçe ölmek gibisi yok varlıktan geçince
Hayat yalan ahiret iğne varmak gibisi yok yokluktan gelince