0
ahmet abinin bir arkadaşı çevredeki muhtarlıklardan birinde burcunun tam kaydını bulmuş ve heyecanla yanıma gelmişti. bana adresi verdiğinde sevinçten uçuyordm. elimdeki herşeyi bırakıp yanında çalıştığım ustayada eyvallah diyip işten çıktım. artk işte durmamın hiç bir anlamı yoktu burcuyu, yıllarımı verdiğim burcuyu alıp çekip gidicektim. onunla mutlu huzurlu bir yuva kuracaktık. lakin işler hiçte umduğum gibi değildi. burcunun teyzesini buldğumuzda ona bütün olayı anlatmaya başladım ama o hepsini biliyorm diyerek sözümü kesti. o sırada peki burcu nerede, ne zaman gelicek dediğimde arif bak burcu buraya geldiğinden beri her gece seni sayıklayıp duruyordu. aramızdada zaten 6-7 yaşlık bir yaş farkınında vermiş olduğu rahatlıkla bana seninle yaşadığı her şeyi, seni ne kadar sevdiğini her gün anlatıyordu. senin hapise düştüğün gün burcu o otelin camından polislerin girdiğini görüp hemen yangın merdiveninden inip oradan uzaklaşıp seni beklemeye başlamış. ama sen baya bir geç geldiğin için otelin kapısından girerken seni farketmemiş. polislerinde seni yaka paça aldıklarını görünce direk beni aradı. zaten aramızda sıkı bi teyze yiğen ilişkisi vardı sürekli beni arar dertleşirdik. o gün bana ne yapıcam teyze burada yalnız kaldım dedi ona ilk otobüsle buraya gelmesini ondan sonra ne yapacağımıza burada karar verelim dedim. ama gel zaman git zaman senin hapise düştüğünü öğrenmiştim ama bunu burcuya söyleyemedim ona senin adına yazılmış mektuplar ilettim. orada senin burcnun yüzünden başına gelmeyen kalmamış ağzıyla ağır laflar içeren cümleler vardı. ama brcunun bu kadar seni takıntılık haline getirdiğini hiç tahin etmemiştim. bir gün burcu sabah işe gideceğimiz vakit bana teyze başım ağırıyor lütfn sen beni düşünme işe git ben bugün gelemiycem dedi bende fazla üstelemeyip onu o halde bıraktım. ah keşke bırakmasaydım (bu sırada ağlamaya başladı ama sanki sonunu bildiğim bir şeye doğru gittiğimi farkettim ama ihtimal vermemeye çalışıyordum) eve tekrar geldiğimide zili çaldım sabah çıkarken anahtarı almayı unutmuştum ama kimse açmadı kapıyı. burcuyu aradığımda iste içeriden telefon sesi geliyordu ama kimse cevap vermiyordu. en sonunda bir çilingir çağırdıım ve içeri girdiğimde burcuyu kendini elektirik kablosuyla duvarda asılı grdüm.
o an elim ayağım titriyor elimden bir şeyin gelmemesi acizliğiyle kafamı duvarlara vuruyordum ama nafile burcuda tıpkı mehmet gibi bir daha yanımda olmayacaktı. ağlıyordum avazım çıktığı kadar bağırıyordum ahmet abi beni sakinleştirmeye çalışıyordu. artık yaşamam için hiç bir sebep kalmamıştı o an doğru balkona koştum 2. kattan kendimi aşşağıya doğru bıraktım. doğruca yere çakılmıştım yüzüm asfalta yapışmış bir şekilde acı içinde kıvranıyordum. evet bu hayatta hiç bir şeyi becerememiştim o an ölmeyi bile beceremedim. burnumda burcunun kokusu. gözlerimde onun gözleri. saçları önümde dalgalanıyor gibiydi 2.5 yl hapiste sadece onu düşünerek hayatta kalmayı becerebilmiştim ve şimdi aşkım, canım, her şeyim yok olmuştu.
kusura bakmayın beyler kısa bir ara vericem şu an bi acayip oldum acil dışarı çıkıp hava almam lazım.
Tümünü Göster