1. 151.
    +1
    part 34.2: hep bir ihtimal daha vardır

    çarşıda nasıl vakit geçirdim hatırlamıyorum, bir iki arkadaşı gördüm ama aklım hala orda. çok kalmadan sigarayı aldım, düştüm yola. geldim eve, kapıyı çaldım, ortam hazır, eski günlerdeki gibi.. evde kimse yok, çay hazır, arka balkon da…
    verdim sigarayı, gel dedi, çay var. ben de dedim eski günlerdeki gibi, içelim amk.

    oturduk, firikiğini ayarladı. ama artık eskisi gibi değil, telefondaki “ayrıntılı” cyber ciksten sonra yüzümüz yırltılmış, baya gibmeli sokmalı muhabbet var. mevzua çabuk girdik. dedim o firikikleri bilerek veriyorsun de mi? ne firikiği, aa öyle miymiş filan diye dalga geçer gibi toplandı, ben de napıyosun, bırak incin kalsın amk, kaç yıldır bekliyorum ben senin haberin var mı dedim. şak diye kaç yıl olduğunu söyledi (tam yılını söylediydi ben hatırlamıyorum, hatun saymış). vay amk dedim, demek tek bekleyen ben değildim. bunu demem kötü oldu, buradan sonra işin içine hüseyin altın şarkısı gibi arabesk girdi, son derece ferre devam eden muhabbet birden orhan gencebay hülya avşar filmi halini aldı.
    ···
   tümünü göster