1. 51.
    0
    1 hafta sonra anneme ve ablama yazmış oldğum mektubu yatağımın üzerine bırakıp pencereyi açtım ve pencereden dışarı ilk önce hazırladığım ufak bavulu fırlattıktan sonra pencereden dışarı çıktım kapının önünde mehmet beni bekliyordu evden 10 metre ileride sigaralarımızı yakıp doğruca otobüsün kalktığı yere gittik. oraya vardığımızda otobüsün kalkmasına yarım saat vardı otobüse mehmetle beraber bavulları yerleştirdik. benim aklımda oraya gidip burcyu nasıl kaçıracağımızdan daha çok annemle ablamın mektbu okuduktan sonra ki yüz ifadeleri vardı. muhtemelen ikiside çok üzülücekti ama buna mecburdum annemle ablamın bu hayatta çizmiş oldukları yol belliydi. ama burcunun hayatı resmen benim ellerimdeydi.
    5.5 saatlik bir yolculuktan sonra edirne/uzunköprüde adını vermek istemediğim adreste belirtilen bir köye geldik saat sabahın 4 buçuğuydu. mayıs ayında olmamıza rağmen hafif bir ayaz vardı. memetle birer sigara yaktık ve burcuyla bluşacağımz burcunun yarım yamalak tarif ettiği köyün az dışında bulunan çeşmeye gittik. burcu orada hafif titrek bir şekilde oturmuş duryordu. onunla daha önceden bir çok kez göz göze gelmiştik ama hiçbirinde onu kendime bu kadar yakın hissetmedim. burcu aniden kollarını açıp ariff hiç gelmiyceksin sandım diyip bana sarıldığı an heralde canımı bile tereddütsüz verebilirdim. kısa bir konuşmadan sonra mehmetin arif demesiyle arkamı döndüm ve ne olduğunu anlamadan kafama bir taş darbesi aldım. o anki şokla ne yapacağımı bilemedim ve hemen burcunun elini tutup koşmaya başladım arkamızdan mehmet onun arkasından köy ahalisi avazı çıktığı kadar arkamızdan burcuuu diye bağırıp koşuyorlardı bir süre sonra burcunun ayağı takıldı ve burcuyu kaldırana kadar kafama yediğim sopa darbesiyle yere serilmiştimm. sadece kulağımda burcunun baba yapma seslerii yankılanıyorduu...
    ···
   tümünü göster