1. 26.
    0
    2. kitabın bir yerinde bir köylünün(sefçe) evi yakılır(ali safa bey tarafından), evi yanmak demek ölmek demek köylü için anlıyon mu aslan? ardından bir ağabey, bir koca osman da çıkıp şöyle der:

    "bak sefçe kahya arkadaşım, bak! şu yalımlar ne güzel yalımlar. bahar gecesinin akranlığına da ne güzel yakışmış. yalım geceye ne güzel uymuş, kurşun yüreğe ne güzel uymuş,eli kolu bağlı durmak bize ne güzel uymuş, kanı kuruyup yangın karşısında, elimiz koynumuzda durmak bize ne güzel uymuş, ağıt sesi gönlümüze ne güzeluymuş, karıların donu başımıza başlık diye ne güzel uymuş, insanlık bize ne güzel uymuş! bak sefçe arkadaş bak!bu yalımlar ne güzel,ne kırmızı yalımlar! yel estikçe uzuyor, genişliyor,güzelleşiyor. yangınlar büyüdükçe yüreğim de kabarıyor, genişliyor. yüreğim demircilerin örsüne dönüyor. örs de yüreğe ne güzel uymuş. ali safa bey de bizim korkaklığımıza ne güzel uymuş. insanlık da bize ne güzel uymuş! bak sefçe arkadaş bak! şu yalımlara bak, yalımlar gecemize ne güzel uymuş.

    özet: sansür de bize ne güzel uymuş.
    ···
   tümünü göster