1. 51.
    0
    Ve gelelim ömer seyfettine Tanzimat’la birlikte tohumları atılan Türkçülüğü durağanlıktan kurtaran, canlandırıp yeşerten şahsiyetlerden biri de hikâyeciliğimize bambaşka bir dinamizm ve ivme kazandıran Ömer Seyfettin olmuştur.

    Ömer Seyfettin, hikâyelerine; Türkçülüğü ve Türkçülük anlayışının gerektirdiklerini fevkalade sindirmiştir. Onun öyküleri kuru bir ifadeden ibaret olmayıp bilakis düşünce ve imge âleminin zenginliklerini bünyesinde barındırmaktadır. O, insana kimi zaman çocukluğunu hatırlatan, kimi zaman da okurun millî duygularını kabartıp coşturan nev-i şahsına münhasır hikâyelere imza atmıştır.

    Meşrutiyet döneminde hikâye türünde ürünler veren Halit Ziya ve Mehmet Rauf; hikâyeciliğin üzerine pek fazla etüt yapmayıp sadece sanat adına öyküler yazmışlardır. Oysa Ömer Seyfettin ise deyim yerindeyse hikâyeciliği meslek edinmiştir. O, bir yan uğraş alanı olarak görmediği hikâye türü üzerine tabir- i caizse ihtisas yapmıştır.

    Ömer Seyfettin, asker kökenli bir yazar olması itibariyle yaşadığı ve gördüğü kanlı başlı savaş sahnelerini, hikâyelerinde ustaca kurgulayıp canlı bir üslupla dile getirerek Balkan savaşları döneminde sefil ve yorgun düşen Türk milletine tekrar canla başla mücadele ruhu aşılamıştır. Diğer yandan da yazdığı hikâyelerle Türk milletinin destan ihtiyacını karşılamaya çalışarak milleti motive etmiş ve hamasi duyguları canlandırarak Türk milletinin “kim”liğini unutmasına engel olmuş ve –iç güç- sağlamıştır.
    ···
   tümünü göster