1. 1.
    +4
    "istanbul Üniversitesi’nde öğrenci olduğum sıralar, okul
    duvarında bir ilan gördüm: ‘Avrupa’ya talebe yollanacaktır.’
    Allah Allah, dedim! Ülke yıkık dökük, her yer virane, Lozan yeni imzalanmış, bu durumda Avrupa’ya talebe… Lüks gibi gelen bir şey…

    Ama bir şansımı denemek istedim. 150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz. Benim ismimin yanına Atatürk, ‘Berlin Üniversitesi’ne
    gitsin.’ diye yazmış.

    …Vakit geldi, Sirkeci Garı ‘ndayım; ama kafam çok karışık.
    Gitsem mi, kalsam mı? Beni orada unuturlar mı? Para yollarlar mı?
    Tam gitmemeye karar verdiğim, geri döndüğüm sırada bir posta müvezzi ismimi çağırdı.

    ‘Mahmut Sadi! Mahmut Sadi! Bir telgrafın var.’

    ‘Benim’ dedim.

    Telgrafı açtım, aynen şunlar yazıyordu:

    ‘Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz.’

    imza
    Mustafa Kemâl

    Okuyunca düşündüklerimden olağanüstü utandım. ‘Şimdi gel de
    gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme.’ dedim.
    ‘Düşünün 1923’te o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerde, ne zaman, ne hissettiğini sezebilen, ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi?’

    Çok başarılı oldum. Ülkeme alev olarak döndüm. Önce istanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü’nü kurdum.
    Kürsü başkanı oldum. Daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım.

    Ben kim miyim?

    Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamıyım…”

    Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak (alıntı)

    Not: özetini giberim gece gece atom mu parçalayacan amın oğlu
    ···
   tümünü göster