1. 601.
    0
    tamam dedi ve çıktı. etrfına bakmadan, sanki kimse yokmuşçasına hiç bir şeye aldırmadan gitti. salondaki herkes bu gizemli adamı izliyordu. uzun bolu dar omuzlu ve üzerindeki polyester padesüsü ile bu muhitten olmadığı belliydi. elmacık kemikleri çok belirginde ve saloun o büyük avizelerinin yaydığı ışık yerde onun elmacık kemikleriningörüntüsünü çok net oluşturuyordu.her adım atışında dizine kadar gelen paresünün bel kısmındaki ipleri bir sağa bir sola gidiyordu.bu adam vasiliye birini anımsatıyordu. daha üniversite yıllarında kaldığı, petersburgdaki küçük bir pansiyon olan ve petersburgun göbeğindeki yan oda komşusu gibiydi.o sırada bay petroviç vasilinin yanına sokuldu ve bir bardak daha iskoç romu alırmıydınız bay vasili dedi. dudakları kurumuştu. mırıldanarak evet dedi.bay petroviç bu daveti terfi ettiği için veriyordu. kendisi 2. dereceden devlet memurluğuna terfi etmişti ki bu terfide çar soyundan gelmesi büyük rol oynuyordu. bıyığıyla birleşen uzun ve sarı favorisi onu akla gelen diğer devlet memurlarından farklı kılıyordu.

    vasili hala pardesülü gizemli adamı düşünüyordu ki araya bay petroviç girdi. aslında bu daveti verme nedenimi biliyorsunuz (kendini öven bir tavırla) malum terfi ettim.ama bu davete gelmeniz benim için çok önemli. sizi kızım nastasya romanoviçle tanıştırmak isterim dedi.o sırada salonun göz alan altın yaldızlı dev kapısından bay petroviçin kızı nastasya giydi. üzerinde kırmız bir elbise ve bu elbiseye uygun kırmızı topuklu bir ayakkabı vardı. beyaz teni o kadar güzeldi ki buğday sarısı saçları ile birlikte elbisesine çok uyuyordu. hafif kemikli yüzü onu alabildiğince güzel kılıyordu. masanın yanına geldi. vasili adeta dilini yutmuştu. içinden bu nastasya mı?ne kadar değişmiş diyordu. evet değişmiş diyordu çünkü daha önce bir kere görüşmüşlerdi ama bunu bay petroviç bilmiyordu. zaten kuru olan dudakları heyecandan daha da kurulaşmıştı ve söze girmeden önce bir yudum rom içti ve devam etti...
    ···
   tümünü göster