0
***
"Kimsin?"
"Boyutlar arası transfer iblisi."
"ismini bahşet."
"Yoldagarde Rouzenbach."
"Beni soyluların topraklarına teleporte etmeni istiyorum."
"O bölgeye transfer olamıyoruz, çünkü diğer sekiz katın aksine o dokuzuncu kat, cehennemin dibi; orası bizim dünyamızın farklı bir paralelinde bulunuyor ve de şeytani ruh parçacıkları çok yoğun. Teleportasyon anında kül olabiliriz. Bu yüzden seni sekizinci kata zütüreceğim, gerisini kendin halledeceksin."
"Sıkıntı değil, gidelim; hadi."
Yoldagarde'nin açtığı boyut kapısı, Beruzebab iserius'u iblisler aleminin sekizinci katına kadar zütürür. Alevlerle kül olarak külden tekrar toprağa dönen kızıl yeryüzüne ayak basar Beruzebab, ilerler. ilerler. Ve ilerler. Geçmişi, düşüncelerindedir; düşündüğü geçmişidir ve düşünür geçmişini, bakar, göz atar, ben ne idim? Ben... ne yaptım? Buraya geldim, peki ne yaptım? Neden? Ben neyim... insan mı? iblislerin alemine yolculuk eden, bağlarından sıyrılmış özgür bir insan. Ha? Aslında, düşünmeye gerek yok. Gerçekten. Ben ezelden beri yalnızca tek bir şeyim, tek bir niteliğim var. Anarşizm düşüncesini ruhuna işlemiş etten kemikten bir insan. Şuan ne etim ne kemiğim var, anarşizmin kara ve kızıla boyadığı ruhum ile ortadayım ve cehennemin sekizinci katında geziniyorum. Yerin altındayım, yer altındayım. Burada şeytanlar var. Neden buradayım... ? Ölüm, yanıma gel. Beraber, gidelim; asil topraklara, hazır soyluluğa konmuş onursuz varlıklara. ilerliyorum, ve ilerliyorum... Cehennemde ilerliyorum, alevlerin arasında. Gidiyorum, yürüyerek; ama ayaklarımla değil. Ruhumla. Ruhumun taşıdığı bir ayak kara, bir diğeri kızıl. Kara kızıl ayaklarım kızıl toprağı yakıp geçiyor ve külleri de bir daha toprağa dönüşmemek üzere yok ediyor. Külleri bile yakıyorum, ben. Karanlık, ve kanın kızılını taşıyorum. ilerliyorum.
Ve karşısına sürülerce iblis çıktı Beruzebab'ın. iblisler aleminin hayvanları, iblisler aleminin düşük seviyeli iblisleri, belki de dünyadaki emektarlara benzer nitelikler taşıyan "işçi" iblisler. Karşı durmaya çalıştılar, iblisler; insan'a. Yalnız ruhunun yoğunluğundan yaklaşamadılar yanına, Beruzebab'ın gümüş saçları gözlerini gölgelerken sessiz ve sakin; ilerledi kapıya doğru. Yavaş adımlarla, yürüyerek. Yürüdü, yürüdü, yürüdü ve yürüdü yalnızca; yürüdü. Ve sona ulaştı. Cehennem nihai ve daim bir savaş içerisindeydi. Savaşı, ölümleri ve yaşamları izleyerek yürüdü ve cehennemin dibine açılan kapıyı kızıl ayağıyla tekmeleyerek açtı sonsuzluğa. Kızıl. Girdi içeri, atladı ve ruhu paramparça olarak partikülleri dağıldı ve cehennemin dibinde birleşerek dokuzuncu ve son katta zuhur etti. Önce kızıl ayak bastı, kızıl. Kara, kızıl ile birleşerek cehennemin dokuzuncu katına temas etti. Karahan.
Beruzebab iserius, 49 yaşında. Meslek: anarşist, savaşçı, büyücü ve serbest meslek. Lise 2 terk. Yoğun kadın düşkünlüğü, uyuşturucu; sigara ve alkol kullanımı. iblislerle muhabbet etti, bir iblisi ağlarken gözleyip on ruh bahşetti, bir iblisi yaşama geri döndürdü, bir iblisi soylu toprakların en soylu düklerinden kıldı, yıllarca Tanrı'nın ve Hz.Süleyman'ın isim ve sembolleriyle çağırdığı ötealem varlıkları ile dalga geçti, en sonunda Süleyman'ı çağırarak karşı koydu ama yıkıldı, bir ejderha ve bir anka kuşu ile anlaşma imzaladı, güç için adadı hayatını ve özgürlüğü için. Ve yapacağım dediği her şeyi yaptı. Ateş olup suyu bile yaktı, kendisine yönelen her şey yalnızca eridi ve yok oldu. Bir mum gibiydi Beruzebab, ateşi de vardı ama en sonuna eriyip yok olması gerekiyordu ve söndüğünde ise dumanı havaya yükselecekti. Bedeni eriyip yok olduğunda ruhu havaya yükseldi, bir anka kuşunun gücünü aldı ve gerçek ölümsüzlüğü kazanarak cehennemin dibine yolculuğa çıktı. Öğrenecekleri, mücadelesi ve yolu bitmedi. Maceraları da.
Tümünü Göster