1. 26.
    0
    sene 2009 un ekim ayı üniversitede üçüncü yılım. iki yıldır okula arada sırada uğruyorum alttan birikmiş bir sürü dersim var her şeyi boşlamışım. kafama dank etti bu böyle gitmez dedim derslere düzenli şekilde girmeye başladım. ama görseniz hayatımın en verimli dönemini yaşıyorum. defteri kitabı alıp derse girip hocanın tüm anlattıklarını not alıyorum. üçüncü yılımda okuduğum bölümün mantığını ilk kez kavramaya başlamışım. derslere girdiğimden cafelere para da saçamıyorudum ailemden aldığım harçlık cebimde kalıyordu. hayata bir adım atarsanız hayat size fazlasıyla ödülünü verir kafasındaydım. bu böyle 3 ay devam etti taa ki o güne kadar. bi gün yine ilgiyle dersi dinlerken hocanın beni kaldırıp soru sorası tuttu. o an hoca ve sınıftaki 150 kişi gözümde büyüdükçe büyüdü. bir şeyler geveleyebilecek seviyedeyken kitlendim hiç bir şey diyemedim. altın çağım 3 ay sürmüştü o günden sonra mezun olana kadar tek bir derse bile girmedim.
    ···
   tümünü göster