1. 26.
    0
    "üç arkadaş büyük bir heyecan ve merak içinde evlerine çekildiler. hiçbirisi o gece uyuyamadı. Hepsinin aklında bugün başlarına gelen tuhaf olaylar silsilesi vardı. Ertesi sabah olduğunda, kahvaltının ardından meydanda buluştular."

    Emre: beyler hazırız değil mi? kutu nerde dıbınakoyayım ?
    Umut: olum sessiz ol la azcık. kutu bizim evde. birazdan tuluma sarıp alıcam. bizim yaşlı moruk evindedir umarım.
    Avni: evinde beyler merak etmeyin. pazar günü çıkmaz bir yere. hacı sen kutuyu al.moruğun evinde buluşalım.

    "umut kutuyu evden alıp tuluma sardı.hep birlikte yaşlı ustanın evine doğru yol aldılar. kutuyu onun tanıyacağını umut ediyorlardı. açamasalar bile içinde ne olduğu hakkında bir fikir verse bile yeterliydi onlar için. tedirginlikle dolu kısa bir yürüyüş ardından dagon sokağı köşesinde ihtiyarın evine geldiler. avni kapıyı çaldı. içerden yaşlı, sakalları göğsüne kadar uzamış ak saçlı bir ihtiyar çıktı. eski bir ipek yolu tüccarıydı. yüzünde pek çok muharabeden kalan yaraları taşıyordu.tek gözünü, hırsızlarla ravine'de girdiği bir çatışmada kaybetmişti. meraklı gözle gençleri süzdü... "

    Zhu: Avni? ne arıyorsun evladım burda? yolunu mu kaybettin?

    avni: yok moruk.. eehm.. amca. Senin ilgini çekebilecek birşey var elimizde bir konuda engin bilgilerine ihtiyacımız var.

    Zhu: Sende kapı kapı dolaşan su satıcılardan mı oldun yoksa? istemem ne satıyosan.

    avni: la yok ne satı... ehm. amca. öyle bişey değil yahu. antika bir şey. bilgi lazım sadece.bi içeri buyur et bizi hele.

    emre: (fısıldayarak) allahını kaybetmiş bu dıbınakoyayım.
    umut: (fısıldayarak) aynen. adamın kendisi antika zaten amk. aynada görse kendini hazine sanacak .
    ···
   tümünü göster