1. 1.
    0
    Şimdi ise beni bir taksici tarafından depoda fena bir şekilde gibilirken izliyordu. Ona göz kırptım ve inleyerek boşaldım. Biraz sonra da taksici böğürerek gibini çıkarttı ve göğüslerime boşaldı. Ben iyice bitkinleşmiştim. Bugünkü 4. gibilişimdi ve saat henüz 19:00 civarı olmalıydı. Daha konsere gidecektim, arkadaşlarım bekliyorlardı. Taksici üstünü başını düzeltti toparlandı ve “Para istemez küçük huur, tadın nefisti, o yeter!” dedi ve dudaklarıma öpücük kondurup çekti gitti. Ben de kapıcının oğluyla uğraşamayacağımdan, elbisemi giymeden hemen yanından seğirttim, kendimi asansöre attım ve sonra direk daireme girdim... Üstümü başımı çıkarıp (zaten üstümde sadece sutyenim ve çorabım vardı) banyoya girdim. Aklımdan bugün evden nasıl çıtı pıtı, taş gibi çıktığım ve eve nasıl döndüğüm geçip duruyordu. Elimi amıma attım, amımın içerisi ateş gibiydi, bugün 3 yannan birden yemişti. Ben gerçekten müthiş bir huurydum ve Taksiyle eve bedavaya gelmiştim! Aptal Hakan ve Eren beni giberken bir kere bile öpmemişlerdi, ben de taksiciye vermiştim dudaklarımı ve taksici resmen sömürmüştü. Kendime inanamıyordum, bukadar gibilmeme rağmen halen çok azgındım ve istekliydim. Sıcak suyla belime ve kıçıma masaj yaptım, ağrısı çok azalmıştı. Duştan çıktım. Ne giysem diye düşünmeye başladım. Dolabımı açtım. ince siyah taytımı, gri beyaz bir yakası omuzdan düşük bol tişörtümü ve kırmızı, dantelli iç çamaşırlarımı çıkardım. Hepsini giyince, dudaklarıma pembe bir ruj ve gözlerime siyah kalem çektim. Aynanın karşısına geçince bomba gibi olduğumu gördüm. Tişörtümün bir omuzu düşük olduğundan kırmızı sutyenimin askıları görünüyordu. Ayrıca tişörtün altından sutyenim belli oluyordu. Arkamı döndüm, kırmızı iç çamaşırım, ışıkta parlayan incecik siyah taytımın altından rengini belli ediyordu... Buzdolaptan bir enerji içeceği alıp içtim ve evden çıktım. Tam kapımın önünde kapıcının oğlu Ahmet’le karşılaştım, “Merhaba Ahmet, nasılsın?” dedim gülerek. “Çok iyiyim, siz de oldukça yoğunsunuz heralde Tuğçe hanım?” dedi. “Evet şekerim çok yoğunum, kusura bakma kaçmam gerekiyor!” dedim ve asansöre yöneldim. Ahmet asansörün kapısını açıp eğildi. Güldüm, galiba yine kıçıma bakacak dedim ve kıvırta kıvırta önünden geçtim. O da benimle asansöre girdi ve arkama geçti. Zemin kata inerken, “Biraz önce çok güzeldiniz ve şimdi de taş gibisiniz!” dedi. Ben
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster