1. 126.
    -1
    Önce ellerimi suyun altına sokup biraz duruladım. Sonra arkasına geçtim ve elimin tersiyle saçlarını başının bir tarafına topladım. Elim hafif ıslak olduğu için kolayca kavradı saçları. Bulaşıkla uğraşmaktan vazgecti, durakladı. Eğilip ensesini öptüm, yarım kalan hesabımız vardı. Bunu ben değil, aramızdakinin adı herneyse o söylüyordu. Tabağı süngeri lavaboya bıraktı, hatta düşürdü. belinden kavradım kendime cektim. Çekingendi ama karşı koymuyordu. Çok özlemiştim ama tam olarak neşeyi değil, neşeyle sevişmeyi özlemiştim. Kıyamet kopacak gibi oluyordu. Hala öylemiydi bilemiyorum ama geçmişi çağırıyordum. Tedirgin olacak zaman değildi ama hafiften tedirgin gibiydim. Hayır demesi filan dert değildi, bana muallak de demişti zamanında. Reddedilmek dünyanın sonu değildir binler, hayatın kendisidir. Hiç reddedilmezseniz, evetin kıymetini bilemezsiniz. Hayat güzel, güzel yapan da bunlar. Barcelona bile yenildi, dert etmeyin o kadar. Tedirgin olduğum konu geçmişi bulamamaktı. Onu özlüyordum çünkü.
    ···
   tümünü göster