1. 576.
    0
    Kitapta Zerdüşt isimli karekterin gözlemleri ve bu gözlemler üzerine ürettiği düşünceler yer alır. Karakterin ismi iranlı bir peygamberin ismiyle aynıdır. Bu durum zaman zaman “Böyle buyurdu Zerdüşt” ün bir kutsal kitap olarak algılanmasına neden olmuştur. Nietzsche bu yanlış anlaşılmayı öngörmüş ve: “Zerdüşt adı ne anlama geliyor, sormadılar bana, sormalıydılar: Çünkü o iranlının tarihteki, korkunç benzersizliğini yapan şey, benimkinin tam tersidir.” [62] “Burada konuşan ne bir peygamberdir ne de din kurucusu denen o güç istemi ve hastalık kırmasıdır. Bağnazın biri değil burada konuşan, vaaz verilmiyor, inanç istenmiyor burada.” [63] cümleleriyle bu çarpıtmaların da önüne geçmiştir.

    Kitap, “Üstinsan” ve “Bengidönüş” kavramları üzerine kuruludur. [64] [65]

    Zerdüşt, herhangi bir topluma ya da herhangi bir çoğula hitap etmekten ziyade, tekil olarak sadece insanı ele alır.Bu yönüyle bir pgibologdur. [66] Ona göre kişinin en büyük düşmanı, yine kendisidir. [67] insana hedef olarak “Üstinsan” ı gösterir. [68]-Bu kavram üstün ırk ya da her hangi bir çoğulu anlatan bir kavram değildir!- insanı, hayvan ile Üstinsan arasında gerili bir ip olarak tanımlayan Zerdüşt[69], kişinin sürekli olarak “Üstinsan” a doğru kendisini aşması gerektiğini söyler.[70] Fakat kişinin kendisini aşması için, ilk önce insanın aşılması gereken bir şey olduğunu kabul etmesi gerekir. Başka bir deyişle yükselmek için, önce alçakta olduğunu kabul etmesi gerekir. Bu nedenle ‘insan’ kavrdıbını alçaltarak, sadece ‘Üstinsan’a giden bir köprü’ olduğunu savunur. [71]Üstinsan’ın var olma sebebi ise; insanın kendisini aşmasının farkına varmasının gereğidir.

    Yeni değerlerin üretilmesi için, var olan eski değerlerin hiçe sayılması gerektiğini savunur. .[72] Ona göre “iyinin ve kötünün yaratıcısı olmak isteyen, ilk önce bir yok edici olmalıdır ve değerleri paramparça etmelidir. ” .[73] Yaratılan yeni değerler ise tekrar tekrar kendini aşmak zorundadır. .[74] Hiçbir değere bağlı kalınmadan “Üstinsan” a doğru sürekli yol alınmalıdır. Bu anlamda, “kişinin kendisi olmasının koşulu, kim olduğunu hiç mi hiç bilmemesidir. ” [75] Genel olarak kitapta, “eski levhaları yıkmak” olarak tanımadığı (Bengidönüş) bu yıkıcı görüş hakimdir. Yeni değerleri üretmeyi ise kişinin kendisine bırakmıştır. ideallere, inançlara, törelere… Var olan tüm toplumsal değerlere bağlı kalanlara aşağılarcasına hitab eden Zerdüşt, kendi istemini kendi belirleyen ve her türden boyun eğmeyi reddeden herkesi dengi olarak kabul eder.[76]

    Her ne kadar bir yol gösterici, öğretici olarak algılansa da, kişilerin kendi düşüncelerini üretmesi gerekliliğini savunur. Ne bir takipçisi, ne de bir öğrencisi olsun ister. Bunu şu şekilde dile getirir : “Yalnız gidiyorum şimdi kardeşlerim! Siz de yalnız uzaklaşın buradan. Böyle istiyorum ben! Uzaklaşın benden ve koruyun kendinizi Zerdüşt’e karşı. Her zaman öğrenci olarak kalırsa insan, öğretmenine borcunu ödememiş olur.” [77]Ona göre kişi, “Üstinsan” ı kendisi var etmeli ve bunun için ne Zerdüşt’e ne de bir başkasına –tanrı dahil- ihtiyaç duymamalıdır.[78] Kendisinin efendisi olmalı, kendi yasalarını kendisi koymalıdır. Kendi yasasının yargıcı, celladı ve kurbanı olmak zorundadır. Kişinin kendi yasasının yargıcı ve celladıyla başbaşa kalmasını korkunç bir şey olarak tanımlayan[79] Nietzsche bunun koşulu olarak, kişinin kendisine karşı sert ve katılık kertesinde dürüst olması gerektiğini söyler. [80]

    Nietzsche’nin kendine özgü anlatım tarzıyla, birçok farklı anlam çıkarılabilecek özdeyişlerle, sert bir üslup kullanarak kaleme aldığı bu eseri, diğer eserleri gibi yaşadığı dönemde çok yadırganmış, birçok olumsuz eleştiriye mağruz kalmıştır. Nietzsche ise bu durumu normal karşılamış, aksi olsaydı kendisiyle çelişeceğini dile getirmiş[81] ve “Böyle Buyurdu Zerdüşt” ü okuyacaklara şöyle seslenmiştir: “Bir iç durumu gerçekten bildiren, yapmacık tavırlar takınmayan her deyiş iyidir. Bu konuda şaşmaz benim içgüdüm. Şüphesiz bu iş için dinleyen kulaklar, aynı tutkuyu duyabilecek güçte kimseler bulunduğunu varsayıyorum. Zerdüşt’üm bekliyor böyle dinleyicileri, daha uzun süre de bekleyecek! Onu inceleyecek değerde olmalı insan.”[82]“Bu gibi şeyler ancak en seçkinlerin kulağına ulaşır, burada dinleyici olabilmek eşsiz bir ayrıcalıktır, her babayiğidin harcı değildir Zerdüşt’ü duyabilmek.” [83]
    iyinin ve Kötünün Ötesinde [değiştir]

    Jenseits Von Gut und Böse adını taşıyan kitabında, Nietzsche'ye göre insan yaratısı olan iyi ve kötü dünyayı haksız yere şekillendirmiştir. Nietzsche bu kitabında sözkonusu tema çerçevesinde "nihilizmi anlama doğrultusundaki herhangi bir çabanın, yalnızca onun septomlarından hareket etmesinin bu anlama çabasını ekgib kılacağı fikrinden hareketle, kendinden sonraki felsefeye de bir yöntem olarak büyük bir etkiye sahip olacak olan, "jeneoloji" metodunu geliştirir"[84], ahlakı temeller.
    Diğer eserleri [değiştir]

    * Tan Kızılığı
    * Şen Bilim (La Gaya Scienza)
    * Ahlakın Soykütüğü Üzerine
    * Homeros ve Klagib Dilbilim
    * Schopenhauer'ci Felsefe ve Uygarlığı
    * Yunanların Trajik Çağında Felsefe
    * Zerdüşt Şiirine Eklemeler[85]

    Yayınlanmamış eserleri [değiştir]
    Tahriften sorumlu kızkardeşi Elizabeth Förster

    Ana madde: Nietzsche'nin yayınlanmamış eserleri

    Nietzsche'nin pek çok yayınlanmamış eseri vardır. Bunlar daha sonra toplanmış ve kitaplaştırılmıştır. Genel anlamda, Yunan Felsefesi, aforizmalar esas temayı oluşturur. Nietzsche'nin yayınlanmamış eserleri de kardeşinin tahrifatına uğramıştır. Daha sonra "Güç istenci" adlı kitabında toplanmak istenmişse de, bu kitap şüphelidir.
    Tahrifat [değiştir]

    Nietzsche, zihinsel yetilerini yitirdiğinde kız kardeşi ve birkaç kişi eserleri üzerinde çalışmalar yapmıştır. Fakat bu çalışmalar, kardeşi Elizabeth'in önderliğindeydiler ve Elizabeth ile kocası tam bir Hitler hayranıydılar. Bu nedenle Nietzsche'nin çalışmaları yoğun "antisemitik" tahrifata uğramıştır. Sonraları Walter Kaufmann, Elisabeth Förster'in yaptığı bu yanlı eklentileri fark ederek, kitabı gerçek haliyle hazırlayacak ve yayınlatacaktı. [86] Günümüzde araştırmacılar (Manzino Montinari gibi) elyazıları üzerinde çalışmalar yaparak tahrifatı kaldırmaya çalışıyorlar. En çok değiştirilen kitapları: Güç istenci, Ecce Homo, Nietzsche Mektupları
    Edebî üslubu [değiştir]
    Aforizmik üslubu [değiştir]

    Aforizma (özlüsöz) Nietzsche'nin en belirgin edebî tarzıdır.

    * inançlar hakikat düşmanları olarak, yalanlardan daha tehlikelidir.
    * Hoşlanmadığımız bir düşünceyi öne sürdüğü zaman bir düşünürü daha sert eleştiririz. Oysa, bizi pohpohladığında onu daha sert eleştirmek uygun olacaktır.
    * Sahip olunması zorunlu tek şey var: Ya yaradılıştan ince bir ruhtur bu, ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh...
    * Tüm idealistler, hizmet ettikleri davaların her şeyden önce dünyanın tüm öteki davalarından üstün olduğunu düşünürler. Kendi davalarının biraz olsun başarılı olması için, bu davanın tüm öteki insan girişimlerine gerekli olan aynı pis kokulu gübreye açıkca ihtiyacı olduğuna inanmak da istemezler.
    * insan, diğer insanlardan hiçbir şey istememeye, onlara hep vermeye alıştığı zaman, elinde olmadan soylu davranır.
    * Acıların bölüşülmesi değil, sevinçlerin bölüşülmesidir dostluğu yaratan.
    * Bir şeyden hoşlanmaktan söz edilir, aslında doğrusu, bu şey aracılığıyla kendinden hoşlanmaktır.
    * Kendinden hiç söz etmemek çok soylu bir ikiyüzlülüktür.
    * Hakikatin temsilcisinin en az olduğu zaman, onu dile getirmenin tehlikeli olduğu zaman değil, can sıkıcı olduğu zamandır.
    * Doğa bize aldırmadığından, doğanın ortasında kendimizi öyle rahat hissederiz ki ...
    * Uygarlaşmış dünya ilişkilerinde herkes, hiç değilse bir konuda kendini başkalarından üstün hisseder. Genel iyiyüreklilik buna dayanır. Çünkü, durum elverirse herkes yardım edebilir, o halde bir utanç duymaksızın bir yardımı da kabul edebilir.
    * Yapacak çok şeyi olan insan inançlarını ve genel düşüncelerini hemen hemen hiç değiştirmeksizin korur. Aynı şekilde, bir ülkünün hizmetinde olan her insan, ülkünün kendisine artık hiç kulak asmaz; onun buna zamanı yoktur. Demem şu ki, ülküsünün hala tartışılabilir olmasından yana olmak çıkarına aykırıdır.
    * Bugün artık kimse ölümcül hakikatlerden ölmüyor; çok fazla panzehir var.
    * Uygarlık tarafından yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya olan bir uygarlık çağını yaşıyoruz.
    * Beni öldürmeyen her şey beni güçlendirir.
    * Ey büyük yıldız! Aydınlattıkların olmasaydı nice olurdu mutluluğun!
    * Bir dost kimdir? Öteki bendir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster