ölüm tribine girdim anlatıyorum

not: ateistler gibtirin gidin.

kişileri ifşa etmemek için isimleri değiştirdim. benim adım jeff

öncelikle sağlam bir bünyeye sahip olsanız da fazla ileri gitmeyin her şeyi dozunda kullanın. gelelim konumuza. 31 aralık 2013 gecesi arkadaşlarla boş bir ev bulduk. 70lik votka içtikten sonra üstüne bir de jack daniels alalım dedik. neyse biz içiyoruz. kuzenim arkadaşını arayıp yanımıza çağırdı. gelen eleman sentetik bir madde getirecekti (ismini vermiyorum), biz de şişeden çekecektik. o gelmeden önce biraz hızlı gittik biz, kafalar yavaştan güzelleşmeye başladı. eleman geldikten sonra makinayı ayarladık ve dalgayı koyduk içine. önce bi arkadaş çekti sonra sıra bana geldi. sert bir şekilde asıldım dalgaya biraz bekledim verdim dumanını dışarı. kafamda bi uyuşukluk oldu baktık ki mal güzel. diğer arkadaşlar da birer kez asıldı sıra tekrar bana geldi. bu sefer biraz daha sert asıldım iyice fena oldum ben. başladım kahkahalar atmaya. benim güldüğümü gören diğer iki arkadaş da bana katılıp gülmeye başladılar. iki kişi daha çektikten sonra tekrar istedim bu kez de sert bi şekilde asıldım ve dumanı yutup bi 5 saniye kadar bekledim. ardından dumanı saldım ve etraf gökkuşağı renkleriyle doldu bir anda. ne olduğunu anlamadan sanki yüksek bir yerden düşüyormuşum gibi hissettim. bu durumdan kurtulmak için allaha yalvarmaya başladım. tövbe ettim defalarca. elimden gelen tek şey buydu çünkü. gözlerimi açınca oda etrafımda dönüyordu. her yeri rengarenk görüyordum. max payne deki gibi slow motion hareket ediyordu her şey. bunları rüya sanıyordum ama rüya olduğu kadar da gerçekti hepsi. gözlerimi ne zaman açsam bu seferki gerçek dünya olsun amk diyordum. kuzenim albert bana uyanmam için tokat atıp jeff uyan jeff uyan diye bağırıyordu. defalarca elimi yüzümü yıkadım açılmak için ama nafile. hala kendime gelemiyorum. öldüğümü sanmıştım. belki de yaşamıyordum o an. bunların rüya olduğunu sanıyordum. eve gidip yatağıma yatmak ve uyandıktan sonra rüya olduğunu anlamak için her fırsatta o ortamdan kaçmaya çalışıyordum ama kuzenim albert beni hep tutup odaya geri zütürüyordu. bir uyanıp bir uyuyordum. bazen gözlerimi açtığımda albert bana parmaklarıyla rakamlar gösterip kaç olduğunu soruyordu ve ben de gördüğümü söylüyordum. bir ara tıkanmıştım. nefes alamıyordum. o anda biri ağzımın içine hızla üfledi ve gözlerimi açtım. ne yazık ki hala aynıydı gördüklerim. renkler gözlerimin önünde birbirine karışıyordu. kendimi zorladığımda çevremdekilerin konuşmalarını duyuyordum. birçok kez kustuğumu biliyorum. bu böyle 2 saat kadar sürdü ki bana daha kısa gelmişti. albert yüzüme bakıp "olum jeff gerçeği düşün bak ben iyiyim hepimiz iyiyiz bi tek sen böylesin. gerçeği düşün odaklan iyice" diyordu. yavaştan ayılıyordum. elime telefonumu alıp müzik açtım biraz daha açılmak için. önüme yiyecek bişeyler getirmişlerdi. her aldığım lokmadan sonra büyük bir bulantı oluşuyordu midemde. yemeyi bırakıp lavaboya gittim. elimi yüzümü iyice yıkadım. kendime geliyordum artık. aradan yarım saat kadar zaman geçti ve ben kendimdeydim. dışarı çıkıp temiz hava almak istiyordum ama izin vermiyorlardı. biraz daha orada kalıp sonra dışarı çıktık. albert ile uzun bi süre duraksamadan koştuk. o çok iyi gelmişti. şimdi ise aradan 2 gün geçmesine rağmen ciğerlerimde hala ağrı var.
o gün tövbe ettim bir daha kullanmamaya. dün ölüm tribi hakkında biraz araştırma yaptım. ucuz yırtmışım amk. ... zai'den uzak durun beyler. hele ki alkollüyken bu maddeyi bong yaparak kullanmayın. hiç kullanmayın amk