Bildiğiniz gibi hayat inişli çıkışlıdır. Her zaman eşref saatinde olmayabiliyoruz. Tıpkı borsa gibi. iner çıkar sabit devam eder vesaire vesaire...
Ruh halimiz ve buna bağlı olarak oyunumuz da bu şekilde ilerler. Peki çıkışlar güzel, ama inişlerden nasıl en az hasarla kurtulacağız? Malum her zaman kazanamayız, bazen keriz silkeleme denilen oyuna maruz kalabiliriz
*
Geçmişime bakıyorum da neler gördüm: Uzun zaman tavlamak için çabaladıktan sonra kızın bana "ben sevgili buldum" demesi bunlardan birisi. Acıtır, evet ama önemli olan oturup bağıra çağıra ağlamak, intikam planları yapmak değildir. Bunlar ezikler içindir. Önemli olan, en kısa sürede toparlanabilmektir. Bu da tek bir şeyle olur; o da sağlam bir motivasyondur.
Şimdi hepinizden istediğim bir şey var. Beş dakika gözlerinizi kapatın ve kendinizi kadınların arasında görün. Bir klüptesiniz ve etrafınız ciksi kadınlarla sarılı. Hepsi seni istiyor. Seni içlerinde hissetmek istiyorlar ;)
Sen bir kadına yaklaştığın zaman senin için tezahürat yapan amigo kızlar grubun var. Çok ciksiler ve senin için bağırıyorlar. "Eveet ahmet ( ya da mehmet..) başarabilirsin, al o kızı, sen bizim kahramanımızsın, senden çocuğumuz olsun istiyoruz wooooo" diye coşkuyla senin için orada bağırdıklarını hayal et.
iyi hissettiyseniz şimdi de bu enerjiyle daha gerçekçi bir hayal kurun
* Yaşamak istediğiniz hayatı düşünün. Nasıl bir işte çalışmak istiyorsunuz, kadınlarla aranız nasıl, evlimisiniz, bekar mı yoksa 10 kadını birden mi idare ediyorsunuz.. Her milletten kadınla yatmak gibi bir düşünceniz mi var?
Bunları gerçekleştirdiğinizi ve bunları yaşadığınızı hayal edin. Kendinize bakın, nasıl davranıyorsunuz? Ne hissediyorsunuz? Nasıl konuşuyorsunuz?
Şimdi bunları toparlayın ve bir kağıda yazın. Mümkünse sabah ve akşam bu yazdıklarınızı okuyun. Ayrıca sıkıntıya girdiğinizde, canınız yandığında bu kağıdı okuyun...
ikinci bir yapmanızı istediğim şey ise, hayalinizi resimleştirin. ister bilgisayarda isterse duvarınızda hiç farketmez. Yeterki gerçek amacınızı unutmanızı önlesin. Kendi resminizin yanına bir sürü manken resmi yapıştırabilirsiniz, istediğiniz işleri bir sürü para vs vs..
Bunu da yaptıktan sonra amacınızı size hatırlatacak düzenekleri halletmiş oluyorsunuz. Ne olursa olsuni amacınızdan sapmayın. Ona odaklanın, onu yaşayın. Bir kadınla konuşmaya gitmeden önce "ne diyecem kıza" diye düşünmek yerine, durup amacınızı hatırlayın. O size yol gösterecektir.
Bir de bazen yöntemler işe yaramayacaktır. Her kadını etkilemek diye bir şey yoktur. Belki tavlamaya çalıştığınız ilk 100 kız bile sizi tersleyecektir. Olsun, Edison ampulu bulmadan önce binlerce yanlış yolu denedi. Siz de deneyin, ne kaybedeceksiniz? Kimse sizi hapse atmayacak, öldürmeyecek, dövmeyecek (tecavüze yeltenmezseniz).
Güçlü bir amacınız olsun ve bu amacı başarmak için coşkulu olun. Cesur yürek filmini izlemişinizdir. William Wallace bağırsakları çıkarılırken bile coşkuyla "özgürlüüüük" diye bağırıyor. (O film ama demeyin, gerçek bir hikayedir william wallace)
Peki William bağırsakları dışarıdayken bile halen cesurca bağırabiliyor da; siz tek parçayken neden küçük bir kızı kafaya takıyorsunuz. Aklınızı başınıza toplayın. Onlar küçük, zayıf ve güçsüzler. Bize ihtiyaçları var. Korunmak istiyorlar. Onlara sahip çıkmamızı istiyorlar. Ozaman gidin ve onlara kol kanat gerin. Onlardan korkmayın ve sizi üzmelerine asla ama asla izin vermeyin.
Okuyan ve kız tavlama sanatını takip eden arkadaşlara şukular şelale panpalar adamsınız. bu arada okuduğunuz
her konuya entry girerseniz çok sevinirim...
yazıların tamamı için alttaki başlığı takip edebilirsiniz.
(bkz:
kız tavlama sanatı gel öğren gib git)