-1
sonun başlangıcı…
rüya değilmiş demekki dedim. içimi eriten tenine dokunmuştum çünkü. döndüm ve onu gördüm. tüylü şapkasının içinde kaybolmuştu küçük tatlı yüzü. çıkarsana dedim şapkanı çıkardı. günaydın nasılsın hoşbeşten sonra biraz ilerledik. ikimiz de çok utanıyorduk. arkadaşım gelcek dedi onu bekledik bi süre. arada bakıp gülümsüyordu. çok mutlu oluyodum, sıcacıktı gülümsemesi.
içim acıyo…bi sigara molası…belki yaramı yakar da iyileşirim biraz…
dolmuşa kadar beraber yürüdük.sen gelince arkadaşlarımı da çağırıcam, utanırım başbaşa kalırsak demişti. dolmuşa kadar konuşmadan yürüdük. dolmuşta da konuşmadık. okula geldik. akşam bişeyler yaparmıyız dedim. istersen okul çıkışında gel istersen eve git önce öyle gel dedim. farketmez dedi. okula girdi.o heycanla akşama kadar şehir merkezinde başıma geleceklerden habersiz dolanıp durdum. akşam oldu mesaj attı okula gelme diye. annesi gelicekmiş almaya. tamam.dedim. sonra yine mesaj attım. gelmek istemiyorum, çok utandım dedi. hayal ettiğim gibi değilsin, istemiyorum seni dedi.ben yine şaka yollu ikna etmeye çalıştım.ama istemedi. utandığını düşündüm önce. gece boyunca ikna etmeye çalıştım. sonraki gün haftasonuydu. bişeyler yapar alışırız birbirimize diye düşünerek uyudum. çok daha korkunç bir güne uyandım. beni hiç istemiyordu. arkadaşlarıyla eğlenecek ve ben yokmuşum gibi davranacktı. dışarı çıktım bekledim belki görürüm de konuşurum diye. göremedim.bir kere denemesi için, bana bir şans vermesi için yüzlerce mesaj attım. sokağında gece olunca saatler geçirdim. aradım, evini buldum. belki dışarı çıkarda konuşuruz diye. olmadı.sonraki akşam için zar zor ikna ettim.bir gül aldım. beklemeye başladım. geldi.hiç istemiyordu beni. otuturp konuşmamıza bile izin vermeden, gülü bile almadan olmaz bu iş dedi ve gitti.her gece sokağına gittim. aradım ve evini buldum. daire kapısının önünde, gelip-gidenlerden saklanarak saatler geçirdim. mesajlar attım bir sürü.bir kere olsun konuşabilmek için ama o benden gittikçe uzaklaşıyordu. çiçek ve 2 tane çikolata alıp koydum kapısının önüne. sana sürprizim var diye mesaj attım.ama başının derde gireceğini söyleyince onları başka bi yere sakladım. çikolataları aldı ama çiçeği almadı. tüm hayatımı, hayallerimi üstüne inşa ettiğim sevgilim yüzüme bile bakmamıştı. tüm hayatım yerle bir olmuştu. kimsesiz, çaresiz kalmıştım. cennetim olacak şehir cehennem azabına dönüşmüştü. nefes alamıyordum artık. uzun zaman önce bıraktığım sigaraya sarıldım tekrardan.her gece ağlaya ağlaya evine gidip orda bekliyordum artık. derbeder diye dalga geçiyodu benimle yoldan geçenler. haklılardı.perişan olmuştum. çöküyodum bi kaldırıma ağlıyordum. duman beni biraz olsun yatıştırıyordu.ama acım dinmiyordu. taptaze ve çok derindi. çok uzun zaman sonra ağlıyordum. gece gündüz demeden, otelde sokakta demeden ağlıyordum.onu görebilmek için elimden gelen herşeyi ama herşeyi yaptığım sevgilim bana bir kaç saat ayırmıyordu. çaresizlikten ağlıyordum. zaten insanın yapacağı son şeydir ağlamak. gücü tükendiğinde ağlar.ilk defa bu kadar çaresiz kalmıştım.ona bu kadar yakın her zamankinden daha uzak olmak, dokunamamk hatta görememek çok acı veriyordu. kapısının önüne kadar gidiyordum çünkü ona yakın olmak, sesini kokusunu duyabilme ihtimali bile huzur veriyordu. dokunduğu duvarlara, korkulukara dokunuyor; bastığı basamakları okşuyordum.ama yaptığım bunca şeye rağmen onun tek yaptığı şey git demek oluyordu.git, nolursun yalvarıyorum sana git. gelemediğim için ağlan güzel yüzlüm, şimdi gitmem için yalvarıyordu.
yutkunamıyorum…
yalvardım ona yakardım. yalnızca bi iki saatini bana ayırması için süründüm. aşkını geç bari ayıp olmasın diye geleceğini umdum ama olmadı. yüzünü ezberleyemeden, kokusunu, sıcaklığını duyamadan ayrıldık…gitmeden önce son bir kez kendine iyi bak demek için sabah sokağının başına gittim yine.ama bana bakmadı bile. belki de görmedi.20 dk geç çıkmıştı evden acelesi vardı okula geç kalacaktı. farklı bi yoldan çıkacağı sokağın önüne doğru hızlıca yürüdüm bir kere daha göreyim diye. gördüm de.söyleyeceklerimi mesaj olarak yolladım.iyi yolculuklar dedi. hiç dönmek istemedim o şehirden.ne kadar acı çektiysem de onunla aynı havayı solumak bile mutlu ediyodu beni.her gece giderdim kapısına beklerdim. sabahları giderdim uzaktan bakardım ona. öyle yaşardım hiç usanmazdım. beklerdim hep.ama dönmek zorundaydım. lanet olası parasızlık yüzünden dönmek zorundaydım.yol boyunca ağladım uçakta. şehrine baktım baktım ağladım. üzerinde dolaşan bulutlar ne kadar şanslı olduklarını bilmiyorlar. senin verdiğin nefesi soluyup yaşardım ben. aynı yollarda ağladık. belki gözyaşlarımız kavuşmuştur. onlar mutlu olur belki.ben seni ömrümün sonuna kadar bekleyeceğim…
Tümünü Göster