ankara da orjinal oyun satan yerlerden

bi gün taylor swift türkiyeye konsere gelmiş. sonra konser bitmiş amerikaya geri dönmek için uçağa binmiş. ben de aynı uçaktaymışım. ama o first classtaymış ben fakir kısmında. neyse uçak giderken arıza olmuş ve uçak denize düşmüş. herkes ölmüş. ben denizde uçağın bi parçasına tutunmuşum ve bayılmışım. uyandığımda karaya vurmuşum. yani bir adada sahilde gözlerimi açmışım. etrafa bakmışım ada ıssız. kimse yok. sonra mal mal gezerken bi bakmışım ilerde yerde biri yatıyor. hemen yanına koşmuşum bi de bakmışım ki taylor swift. hemen uyandırmışım. bu uyanmış ve bana who are you demiş. ben de adımı söylemişim. sonra adada yaşamaya başlamışız. iyice samimi olmuşuz. ben ona türkçe öğretmişim. barınak yapmışız. orada koyun koyuna yatıyormuşuz. ben yiyecek bir şeyler buluyormuşum taylor da pişiriyormuş. sonra bi yandan sohbet edip bi yandan yiyormuşuz. aramızda bir aşk başlamış. bir yıl sonra bir gemi tesadüfen oradan geçerken bizi bulmuş. sonra bizi amerikaya zütürmüş. orada herkes taylora ilgi göstermiş. beni kimse giblememiş. ne basın ne yetkili kişiler hiç kimse. taylor o kadar kalabalığın arasında yürüyormuş. etrafında basın, yetkililer herkes varmış. ben arkasından bir kaç saniye bakmışım. sonra arkamı dönüp tam giderken taylor dönmüş ve bana bakmış. o kadar kişinin arasından sıyrılıp bana koşmuş ve bana sarılmış. nereye gidiyorsun şapşik demiş. sonra evlenmişiz taylorla ve mutlu bir hayatımız olmuş.