+35
-9
st petersburg, rusya'ya gitmiştim 5 yıl önce. rusya'ya gittim sandım ama meğersem paralel evrene geçmişim amk.
neyse ilk gün akşamı süpermarkete gittik, en pahalı sigara parliament türk lirasıyla 1,40 tl. ananı avradını deyip 10 paket aldım ki o zamanaynı sigara tr de 7,5 tl'ydi. bira bildiğin küçük su fiyatında olduğu için votka alalım dedik, lan bizim cappy fiyatına 70'lik votka alıyorsun. hayvanlar gibi yüklendik votkaya, sigaraya eve geldik başladık içmeye.
12 gibi kararıyor hava koduğumun memleketinde, her şey ters. 11 gibi çıktık dışarıya, bir mekana gidelim dedik ama bir sorun var 3 erkeğiz yanımızda kız mız yok. alırlar mı falan diye mekanın kapısına gittik, hayvan gibi sıra var, kızları erkekleri ayırmışlar sırada, yanyana sırada dikiliyoruz öyle. bebek gibi hatunlar, türkiye'de giremeyecekleri bir yer yok ama bodyguardlar almıyorlar kızları içeriye, içeride yeteri kadar kız var diye, kamyon dolusu erkek alıyorlar, bizim gibi kazma kazma tipleri aldılar içeriye. arkadaşa dedim lan olm biz gay club'a falan gelmiş olmayalım baksana amele pazarından amele alır gibi aldılar hepimizi. tam o an mekanın içine girdik, arkadaşın cevap vermesine gerek kalmadı. içerisi bildiğin mango outlet. bodyguardlar haklıymış lan, hepimize yetecek kadar kız varmış içeride.
neyse abi, benim karıda kızda gözüm yok, türkiyede sevgilim var, aldatmam kafasındayım ama kızlar rahat bırakmıyor ki, hayır öyle yakışıklı bir tip falan da değilim. barda oturuyorum gelip çakmak bahanesiyle muhabbete giriyorlar, lan bunlar beni gibecek galiba diye kezban tavırları atıyorum erkek halimle. neyse benim arkadaşlar buldu 2 hatun dans ediyoruz ayağına çiftleşiyorlar resmen. ben de ortamda ingilizcesi en düzgün insan olan kızıl ordu generali üniforması giymiş barmenle muhabbet ediyorum. adamla muhabbet ilerledikçe dayadı beleşten votkayı, viskiyi benim kafa oldu uçurtma gibi, ayakta duramıyorum amk. kafayı koydum bara uyuyorum, bizim elemanlar giderken kaldırır beni nasıl olsa diye. uyurken birisinin masaya eliyle çat çat çat diye vurduğunu duydum, aha dedim bodyguardlar atıyor beni gibtir git evinde uyu diye. kafamı bir kaldırdım bebek gibi bir hatun, paketten bir sigara verdi ağzıma, yaktı, sızmadan önce yarım kalan viskimi önüme çekti konuşmaya başladı, ama yok böyle bir güzellik. dedim ben alkol komasından öldüm, arada kaynayıp cennete gittim aha bu da huri. yok abi her şey gerçek, ne konuştuk hatırlamıyorum ama en son kıza bir tekila ısmarladım, içtikten sonra hadi sana gidelim dedi(let's go to your place dedi de türkçe dublajlı okuyorsunuz siz). lan şeytan diyor al zütür, bir yandan türkiyedeki sevgilim aklıma geliyor, kafam hayvan gibi güzel, kız daha da güzel, neyse ben yine idealist durdum ve eve gidersek sevişiriz, ama ben sevgilimi aldatmak istemiyorum dedim(kafamı gibeyim, sonra ben aldatıldım). kız bozuldu, biraz daha soğuk soğuk konuştuktan sonra kalktı gitti, biz de arkadaşlarla sabah 6 gibi kahve içip eve gidip camış gibi uyuduk, onlar tuvalette yemişler armudu, kafaları rahat.
neyse çok uzattım böyle böyle geçen iki haftadan sonra istanbula döndüm, st petersburg sokaklarından sonra mecidiyeköy'e gelmek zaten işkence bir de evin anahtarı kaybetmişim rusya'da. valizi tekele bırakıp ev arkadaşımı aradım nerdesin diye, taksimde secret diye bir mekandaymış, gittim kapıda bodyguar almıyor sapım diye. allahım nereye düştüm ben, iki haftadır bebek gibi hatunların alınmadığı yerden geldiğim ilk akşam anahtarı alıp çıkacağım dememe rağmen gibik bir yerin kapısında dikiliyorum. neyse o zamanlar türkiyede olmayan ama rusya'da olan bir paket marlboro filter plus verip içeriye girdim.
abi yemin ediyorum içerisi konyaspor açık tribünü gibi, kız yok lan. biraz dikkatli bakınca bar civarında 5-6 tane hatun olduğunu gördüm ama onlarda kamyondan bozma. etraflarında ise pagan kabilesi dansı yapar gibi hareketler yapan 20'ye yakın erkek var. bu kabile üyelerinden bir tanesi de benim ev arkadaşım. tam ev arkadaşımın yanına gitmek için ileri atıldığımda römorklu bir kıza çarptım, pardon'un pa'sı ağzımdan çıkarken dikkat et gerizekalı biramı döküyordun diye haykırdı suratıma.
anahtarı aldım, eve gidip yorganın altında ağladım.
işte o gün tiksindim senden türk kızı.