6 sene önce tam bugün

bir yandan yandakilerin içkisini tazeliyorum. bir yandanda yasemini dinliyorum. bana görüşmediğimizden beri olanları anlatıor, selinle (yanındaki ile) saçma sapan hikayelerini anlatıyor. buradan kaçta çıkıyorsun dedi bana. sabah 7 gibi. ooo dedi sen full burdasın. yarın saat 4-5 gibi bulaşılmmı dedi. olur dedim. ver telefonunu dedi. verdim sonra gittiler

saat 3.5 gibi nihalleri çıkartılar. keller gelmeye başladı. ve bizde okan abiyle asansörden aşağı indik. tekrar bir masaya geçtik bekliyoruz. o gün orada bir adam tanıdım. adı Axel adam isveçli. çat pat türkçe konuşuyor. beyaz tenli, ağzında sürekli sigara olan bir herif. bizim türkler axel diyemediği için alex diyorlar. sadece yanındaki adam axel diyor. axel kumarın babası gibi birşey. pokeri bilmeme rağman adamın çok zekice oynadığını biliyordum. sürekli axeli izliyorum ve konuşmaları ona olan hayranılığımı dahda artırıyor. soğuk kanlılığını görmeniz lazım. masadaki diğer adamların yüzünden gerildikleri yada başka duyguları direk okunuyordu. ama axel bildiğiniz poker face duruyor masadan kalkana kadar