1. 1.
    0
    babam faruk annemden ayrılalı 4 yıl sevgilim kazım'la başlayalı 4 ay oldu. babam annemden ayrıldıktan sonra ankara'ya yerleşti ben de ankara'yı kazandım ama onunla kalmıyordum zaten neredeyse hiç görüşmüyorduk. kazım'la okulun modern danslar topluluğunda tanışmıştık ruh ikizimden öteydi. çok mutlu bir beraberliğimiz vardı evlilik planları yaparken birden babam ortaya çıkıverdi. bir gün kazımımla el ele dolaşıyoruz kurtuluş parkında (ank.) birden babamla karşılaştık yaklaşık 7 aydır görmüyordum. oturup bir şeyler içmeyi teklif etti. hem de yeni sevgilimi yakından tanımak istediğini söyledi. eski baban da olsam buna hakkım var dedi.. kıramadım kazım da sevindi bu teklife ama ben biraz kasılmıştım. oturduk kenarında havuz olan bir çay bahçesiydi. babamı ilk defa bu kadar şakacı ve sevecen gördüm. gerçi bütün esprileri kazım'a yapıyordu ama yine de hiç böyle görmemiştim. o gun 3 saate yakın oturduk. kazım'ı çok sevdiğini söyledi babam. kazım da onu çok sevmiş sık sık buluşup bir şeyler yapmayı teklif etti. nezaketen olur dedim. kazım'a da kızdım babama karşı çok ilgiliydi. kıskandım sanırım. neyse üç gün sonra babam aradı beni aramadı ama kazım'ı aradı ne ara aldı telefonu şaşırdım. kazım konuştu yerimizi sordu tunalı hilmi tarafında idik. saat akşam 7 gibiydi. bize kokoreç ısmarlayacakmış aoç'de. kokoreçi de çok sever kazım. ilginçti zira babam hiç yemezdi kokoreçi ve nefret ederdi. babam başka bir insan mı olmuştu acep diye düşündüm. o gün de kazım'la çok iyiydiler. ben kazım'a ve babama nefret dolu gözlerle bakıyordum ama ikisi de beni fark etmiyordu. gözleri görmüyordu hiçbir şeyi. bu buluşmalar bir kaç kez daha tekrarlandı. ama babama da kazım'a sert çıktım. sonra hiç aramadı babam. kazımla gezip tozmalara kaldığımız yerden devam ediyorduk yeniden huzuru bulmuştum. ama kazım akşamları çok erken ayrılıyordu benden. vizelerin yaklaştığını şimdiden çalışıp vize haftası sıkıntısız olmak istediğini söylüyordu neden diye sorduğumda. bana da kızıyordu ders çalışmadığım için. haklıydı galiba ben de sıkıntıdan ders çalışıyordum akşamları. bu şekilde geçerken günler bir gün paraya sıkıştım çok fena annemin yolladığı bütün parayı düşürmüştüm. tekrar annemden isteyemezdim tek çare vardı eski babamdan istemek annemin kızacağını bile bile. annem hiç istemezdi eski babamdan para almak. yeni babamla annem aynı yerde çalışıyorlar maaşları çok iyidir. para sıkıntısı hiç yaşamadım ankara'da. ama aksilik bu ya elden ne gelir. kazım'dan ayrıldıktan sonra bir şey yeyip içtim sonra doğru eski babamın evine. hoşdere'de oturuyordu birkaç kez gitmiştim evi biliyordum. yedek anahtarını da vermişti bana ne olur ne olmaz diye. atladım dolmuşa gittim evin önünde indim salonun lambası yanıyordu. içim biraz rahatlamıştı çünkü bir kerede olsun bitsin istiyordum bu para mevzusu. apartmanın kapısına geldim zile basmaya yeltendim ki çat kapı açıldı yaşlı bir teyze açtı kapıyı zile basmayıp girdim. sonra aklıma sürpriz yapmak geldi çok aptalca ama içimde öyle bir istek belirdi. belki de para isteyeceğim için sevimli görünmekti amacım, bilmiyorum. merdivenlerden çıkıp kapının önüne geldim. yavaşça kapıyı açtım vestiyerin önüne geldim bir de ne göreyim kazım kazımın ayakkabıları. o anda kulağıma yatak odasından gelen sesler ilişti. sessiz ve hızlı bir şekilde gittim yatak odasına. aman allah'ım benim elini tutmaya kıyamadığım kendini evliliğe saklayacağını söyleyen kazım babamın altında inliyordu. dizlerimin bağı çözüldü. o an ikisini de öldürmek istedim ve elimde silah olsaydı eminim öldürürdüm. hemen evden çıktım evime geldim. ve şimdi bunları yazıyorum. kazım aradı bir kaç kez açmadım. mesaj attı nerdesin neden açmıyorsun diye. hastayım uyuyordum dedim. geleyim dedi yok dedim gelmene gerek yok biraz dinlensem kendime gelirim merak etme dedim.

    ne olur tecrübeli panpalarım bana akıl versin ne yapmalıyım.
    ···
   tümünü göster