1. 51.
    +1
    Laz'ın, Kürde mektubu.

    Karadenizliyim!
    Lazca konuşma merakım hiç olmadı.
    Ana dilde lazca isteğim olmadığı gibi.
    Karadeniz diye adlandırılan topraklarda hep gurbeti yaşadım.
    Bazen inşaatçı oldum, bazen hamal.
    Bazen yurt dışına göç eden emekçi.
    Bazen milletvekili, bazen mühendis.
    Patika yollarla doludur yaşadığım yer. Keçi yolu diye tabir edilen
    yolları hiç keleş ile dolaşmadım.
    Pusu atmadım askere, polise.
    Senin gibi açlığı iyi bilirim. Beraber yüklendik ülkenin en ağır yükünü.
    Emekçileri oynadık nesiller boyu.
    Sen susuzluktan yakınırken ben sellerin sürüklediği molozlar arasında
    kaybettiklerimin cesetlerini aradım.
    Senin adın sınır kaçakçılığıyla anılırken, ben yasa dışı silah
    kaçakçısı olarak tanındım.
    Silah ürettim evimin ahırında, namlu taktım oyuncak silahlara.
    Sen Irak, Suriye topraklarında gezinirken ben de Gürcistan
    topraklarına uzanmışım ara sıra.
    Bazıları bizi çok özdeş kabul eder.
    Lazlar Kürt’ün deniz görmüşüdür der bilirsin.
    Benziyor muyuz gerçekten?
    Hem de çok, hem de hiç!
    Benziyoruz; sen karnı burnunda anne adaylarını kızak ile hastanelere
    taşırken ben sırtımda taşıyorum.
    Benzemez miyiz?
    Ülkenin en ağır işlerini beraber sırtlandık.
    Sen beton dökerken ben duvarcılık yapıyordum. Sen duvar örerken ben
    demir döşüyordum.
    Sen park simsarlığı yaparken ben gazinoları haraca bağlıyordum.
    Benzemez miyiz?
    Senin çocukların ile benim çocuklarımın kaderi de aynı, aynı
    hastalıklardan kırılırlar, aynı hastalıklardan sakat kalırlar, aynı
    eğitimsizlikten mağdur olurlar.
    Benzemez miyiz hiç?
    Sana ulaşma konusunda devletin nasıl geç kaldığını iddia ediyorsan
    benim de farkım yok bilesin.
    Devleti hep jandarma diye bilir yörem insanı.
    Sizdeki gibi.
    Benzemez miyiz?
    Aynı gelenek yüzünden silahına sarılıp binleri öldürdük namus anlayışı
    gereği.
    Silaha merakımız, silahı yaşamın parçası görme anlayışımız hep aynı.
    Benzemez miyiz?
    Çok benziyoruz çok.
    Kürtler, Lazların deniz görmemişidir!
    Ne kadar doğru değil mi?
    HiÇ BENZEMiYORUZ ASLINDA HEM DE HiÇ!
    Ana dil hiç sorun olmadı benim için, bahane de olmadı.
    Kültürel haklar gerekçesi ile hiç cana kıymadım ben.
    Hiç pusu atıp mayın döşemedim körpe delikanlılara, yiğitlere. vatan
    için görev yapanlara.
    Hiç işyeri yakmadım.
    Hiç kepenk kapatmadım insanların yüzüne.
    Hiç yollara düşüp caniliği, canileri savunmadım.
    Hiç Mehmetçik ile puştu bir tutmadım, yakıştıramadım vicdanıma.
    Hiç benzemiyoruz hiç!
    Çanakkale’de ben de öldüm.
    Yetmedi Pontus çeteleri ile mücadelede öldüm.
    Ruslara karşı öldüm.
    Yetmedi Kore’de öldüm, Kıbrıs’ta öldüm.
    Bunu iğrenç ayrılıkçılık anlayışına kılıf uydurmak için malzeme konusu yapmadım.
    Nereden bilebilirim ki Çanakkale’de ölen atalarımın şimdilerde yapmaya çalışacağım ayrılıkçılığa anlayış gösterebileceklerini ki!
    Zafere ulaşmak için her yol mübah demedim, diyemedim.
    Çocuklarımı sokaklarda taş atsınlar, barikat kursunlar diye yollamadım.
    Bayrakları çiğnesinler, Milli Marşı söylemesinler diye öğütlemedim.
    Hiç bir zaman Lazlığımı Türklüğümün önünde görmedim.
    Ben dağa çıkmadım.
    Ülke ülke dolaşıp vahvahlarımı anlatmadım.
    Bir oğlumu dağa bir oğlumu üniversiteye birini askere yollamadım.
    Devlete vergiden kaçıp eşkiyaya haraç vermedim. Ekmeğine yağ sürmedim.
    Gece dağda gündüz kurumda olmadım.
    Hastaneleri basmadım, okulları yakmadım, şantiyeleri havaya uçurmadım.

    Yani ben, devlet adamlarının ve sistemin yanlışlarının hesabını masum insanlara sormadım.
    Senin gibi bende haksızlığa uğradım, bende yoksul kaldım.
    Ama elime silah alıp dağa çıkmadım.
    Komutanların, başbakanların, bakanların yanlışlarını masum askerlerden sivilden sormadım.
    Ben kendimi hiç ötekileştirmedim.
    Ben bu devleti ve milleti ötekileştirmedim.
    Ben milli bayrağı yakıp başka bayrak açmadım.
    Evet seninle çok benziyoruz ama hiç benzemiyoruz sevgili Kürt kardeşim.

    ben bulgaristan göçmeniyim.. adım dinim inancım dilim elimden alındı toprağımı evimi arabamı bıraktım 5 kuruşsuz memlekete göç ettim zaten memleketin tam ortasında karamandaydım..ama dedem karamandan bulgaristana (osmanlı toprağının sınırları) göç etmiş bir osmanlı askeri bana bulgar devşirmesi diyebilirsin.. doğrudur bişey diyemem soyumuza karışmıştır.. ama bende türklüğümün önüne bunu geçiremem ekmek yediğim, hayata sıfırdan başladığım vatana ihanet edemem.. o yüzden yukarda lazın yazdığı gibi o şartlardaki laz.. batıdaki bulgaristan göçmenide.. doğudaki kürtte aynı şartları aynı zorlukları aynı şeyleri yaşamış.. tutupta bana doğunun şartlarını anlatma siz zorluk yaşamadınız sadece.. ve yalnızca siz işçi emekçi olarak çalışmıyosunuz bu ülkede.. ben türküm dediğim için 1 yıl belene kampında hapis yattım.. belene kampında müslüman olduğum için zorla domuz yağı yemeye maruz bırakıldım.. müslüman olduğum için yememeye direndim ama 4. gün insan olduğumu hatırladım ve ölmemek için yedim.. bulgarın komünistin işkencesini gördüm.. çanakkaleye sınırı ihlal ederek kaçtım razgrattan (deliormandan) şehitler verdim yetmedi oğlumu yeğenlerimi askere gönderdim hemde şırnakta vanda yaptılar şükür sağsalim geldiler. hayatım boyunca disiplinli oldum herşeyimi garanti altına alıp adım attım.. uğruna canlar feda ettiğimiz bayrağımızın vatanımızın sevgisinden vazgeçmedik.. bide bana bulgar devşirmesi diyosun.. sana daha diyecek lafım yok.. Allah sizi bildiği gibi yapsın
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster