1. 26.
    +2
    insanlık için bir gereksinim oluşturan inanç duygusunun din'e dönüştürülmesi; devletlerin en derin, en gizli ve en kanlı organizasyonudur. Kiya

    insanları kontrol etmek istiyorsan, senin emirlerine uymalarını istiyorsan, senden korkmalılar, seni sevmeliler, sana saygı duymalılar.
    zaten ilk tanrılar insanlardı diğer insanları kendilerine inandırmak için kullandıkları yöntemler hemen hemen bugünkü gibiydi.
    mucize masaları, cennet cehennem, korkutma,mükafalandırma... karakter özellikleri, cömertlik affedicilik falan.
    hepsi insanları inadırmak içindi, mısır piramitleri tanrıların itibarlarını artırmak için yaptırdıkları yapılardı.
    insanlar, kimim, nerdeyim, nerden geldim, nereye gidiyorum ölünce ne olacak, gibi soruların cevabını bilmedikleri için inadırmak daha kolay.
    Ancak o zamanki tanrılar, insanlar gibi, yiyorlar içiyorlar, sarhoş oluyorlar ölüyorlar vb.tabi bu sorgulamalara neden oluyor.
    sorgulanmayan, görünmez,her şeye gücü yeten bir tanrı fikri doğuyo o sıralar...
    Türklerde gök tanrı inancı vardır ve hükümdara ülkeyi yöntme yetkisinin gök tanrı tarafından verildiği inancı vardır.
    Bu ne demek, bakın benim emirlerime uymamak tanrının emirlerine uymamak gibi olur, emirlerme uymazsanız sizi cezalandırır.
    Bu sistem daha kullanışlıydı tabi, zamanın şartlarına uygun kurallar konulabiliyordu böylece. neyse
    kitaplar da öyle, toplumda düzeni sağlamak için insanları kontrol etmek için yazılmış.
    Anayasa gibi hukuk gibi düşün, o zamanın sorunlarını halletmek toplumdaki karışıklıkları falan...
    insanlar vergi versin, çalmasın,öldürmesin, adalet vb... uyarsan cennete -uymazsan cehenneme, hapis -özgürlük..
    savaşa asker toplamak için şehitlik masalları.. savaşta ölürsen cennete, herkese nasip olmaz gibi şişirmeler...

    Aslında insanları Tanrıya inandırmak kolay, önemli olan insanların uymasını istediğin emirlerin Tanrının sözleri olduğuna inandırmaktır
    gerçi işler daha karışık.
    ···
   tümünü göster