eskiden inci sözlük daha iyiydi

2011'de üye olmuşum sözlüğe. hatırlıyorum da o zamanlarımı üniversite son sınıftaydım yaklaşık da 1 yıldır bekliyordum buradan üyelik alabilmeyi ama bir türlü yakalayamıyordum yazar alımını. daha öncesinde 2 tane farklı sözlükte yazarlık yaptım ama öyle muhteşem bir yazar değildim ki hala da öyle değilimdir.

fakat inciyi ilk duyduğum zamanlarda, yaptıklarını ilk duyduğum zamanlarda bir an evvel buradan yazarlık alabilmeliyim kendime dedim. bu topluluğun bir parçası olabilmeliyim dedim. çünkü inci bana profesyonel ruhlu gelmiyordu o amatördü, şaşalı istanbul takımlarının taraftar grupları gibi değildi 3. ligdeki şehir takımının taraftar grubuydu, şehrin aristokrat kesiminde doğup büyüyen bir çocuk değildi, o direk kenar mahallede büyümüş bir çocuktu sanatı sanat için yapmıyordu halk için yapıyordu herkes anlasın istiyordu.

gel gelelim bir gün arkadaşım uyardı yazarlık alımı açık diye ve akabinde hemen aldım üyeliğimi sonunda. çok sevinmiştim o zaman. fakat sözlükte bir kaç gün geçirdikten sonra sözlüğün o efsane zamanının ancak sonuna yetişebildiğimi farkettim. yazarlar yavaş yavaş ya yaptıkları işten sıkıldıklarından ya da yönetimden şikayet edip son baharda dalını terkeden ve ağacını üşümeye bırakan yapraklar gibi birer birer sözlüğü terk ediyordu. ama ben yine de ilk baharın da elbet geleceği bir zaman olacaktır umuduylsa bir süre daha takılmaya devam ettim.

sonra hevesim kaçtı o efsaneyi kaçırmış olmanın verdiği hayal kırıklığıyla uzun bir süre girmedim sözlüğe bu arada girsem de sadece bi şeyler okuyup çıkıyordum kaliteli işler pek dönmüyordu hala ama yaklaşık 1 ay önce yeniden daldım sözlüğe hala bir ilk bahar umudu var içimde ama sol daşşağın halini de gördükçe o umudum da kutup ayısının üzerinde durduğu o buzul gibi eriyor.

özet: okursanız da gibime kadar okumazsanız da...