sahhaftan aldığım eski roman hayatımı sikti

tahsin abi yüzü koyun yere düşmüştü el fenerinin ışığını tahsin abiye çevirip yaklaştım. omzundan tutup çevirdim nefess alıp almadığını kontrol edecektim yüzünü görmemle tahsin abiyi yere bırakmam bir oldu tahsin abinin göz yuvalarının içi boşalmıştı. beyler gözleri yoktu. geri geri kaçmaya çalışırken çantaya takılıp kıçımın üstüne düştüm el feneri sol taraftaki çukurun içine düştü.

o kadar tükemiştim ki artık gücümü toplayıp son anda el fenerini aldım tam çıkmaya çalışırken bir şeye çarpıp düştüm tahsin abiydi ayağa kalmıştı ama gözleri olmadığı için nereye gittiğini görmüyordu ve hiç ses çıkaramıyordu el fenerini yüzüne tuttum bağırmaya çalışıyordu bağırmak için ağzını açtığında gördüğüm manzara karşısında geçirdiğim şok inanılmazdı panpalar adamın dili kökünden kopmuştu.

bir an önce oradan kaçmalıydım mağaranın kapısına geldim dışarının havası yüzüme vuruyordu adeta kurtuluşa doğru bir kaçıştı benimkisi dışarıya çıktım mağaranın önündeki çalılardan bir hışırtı geliyordu el fenerini o yöne doğrulttum bir de ne göreyim 2 metreden daha uzun boylu 25 cm kapkara yannanlı bir zenci bana bakıyor . koşmaya başladım bir yandanda bu zencinin burda ne işi var diye düşünüyordum zenci çok hızlı koşuyordu sanırım hüseyin boltun akrabasıydı en sonunda beni yakaladı beyler. sonra olanlar oldu zenciyle o ateşli geceden sonra evlendik artık o mağarada yaşıyoruz . çok mutluyuz. hkayem bu kadar okudğunuz için teşekkürler.