1. 301.
    +2
    böyle bir iş için bu kadar düşük prodüksiyon ile hareket etmeleri, bunların ne kadar fakir kimseler olduğuna en açık örnekti aslında... ulan iki tane, topu topu sadece iki tane el feneri nedir lan ? sadece iki tane el fenerimiz vardı. çirkin ömer ve hoca ateşi içeri taşıyalım, böylesi daha kolayımıza gelir dediler ve içeride de bir ateş yakmak için, mağaraya girdiler. nejdet ve cihan abi içeri girmek istemedi. hala bir önce ki yaşanan olayın etkisindeydi ikisi de... çok ısrar ettiysem de ne yaşadıklarını bir türlü anlatmıyorlardı. herkes oldukça temkinli ve korkmuş bir şekilde hareket ediyordu.

    serhat da içeri girmek istemedi. garip garip hareketleri zaten sinirimi bozuyordu, çocukça ve şımarıkça davrandığını düşünüyordum. tahsin abi ve ben kazma küreklerle birlikte girdik içeri sonunda... hoca ateşi yakmıştı bile, çirkin ömer duvara asılmış muskaları inceliyordu. çok gereksiz hareketleri olan, sürekli işten kaçan bir adamdı. kusura bakmayın da panpalar, aklıma geldikçe küfürler yağdırasım geliyor o bine.

    içeri dağılan ateşin sarı ışığı, mağaranın soğuk duvarında dans ettiriyordu gölgelerimizi... birbirlerine üçgen duracak bir şekilde kazılmış üç çukurun tam ortası bom boştu... işte burayı kazacağız dedi, tahsin abi, eğer fos çıkarsa, dönüp gideceğiz, buraya kadar diye devam etti. çirkin ömer, cins cins baktı tahsin e, belli ki durmaya niyeti yoktu onun bulana kadar köpek gibi arayacaktı o altını. ama tek başına da tüm bunlara hayatta cesaret edemezdi o korkak.

    tahsin abiyle beraber kazmaya başladık o üç çukurun ortasını. toprak biraz sertti ama yüzeyini geçince geri kalanını kazması çok da zor olmuyordu. on santim falan kazdık. kazdıkça üzerime bir ağırlık çöküyordu. hani sigaraya yeni başladığınız zamanları hatırlayın, içtiğiniz zaman başınız döner, halsizlik çöker ya üzerinize aynı öyle hissediyordum. tahsin abi terlemeye başlamıştı ama yine de kazmaya devam ediyorduk...

    içeri giren ani bir esinti, sanki elektrikler gitmişçesine söndürdü ateşimizi, bir an için ziviri karanlıkta kaldık. o anın korkusu ve gerginliği ile herkes panik halinde bağırmaya başladı. sendeleyip, sırt üstü arkamda ki çukura düştüm. neye uğradığımızı şaşırmıştık. kulaklarıma gelen en yüksek ses çirkin ömerin, allaaaahh diye bağırışlarıydı. hoca sürekli sakin olmasını söylüyordu. ben sadece inliyordum. hiç bir şey göremiyordum ve başımı vurmuştum.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster