1. 1.
    0
    "Kayıp Adamın Defteri - Yalnızlık"
    -"Ah yalnızlık o kadar kıymetli ki.. Yokluğunuzun varlığı o kadar. kıymetli ki.."

    Yalnızlık zordur. Katlanılmaz ya da kötü bir şey olduğundan bahsetmiyorum.. Yalnız olabilmek zordur. Dik başlılık gerektirir, birilerini ittirebilme, kırma gücü gerektirir. Çünkü hayat nedense yalnız olmamanızı ister.. Böyle bir takıntısı vardır hayatın. O hastalıklı toplum sizi kendine çekip durur.. Neden ? Mail atarlar.. Mesaj atarlar.. Telefon ederler.. Kapını çalarlar.. Hiç durmazlar.. Yalnızlık özel bir çaba ister.
    Yalnızlık bir sanattır ve icra edeni de pek azdır. Gerçek bir yalnızı sokakta yürürken görseniz bile tanıyamazsınız, anlayamazsınız. Çünkü o sanatını mükemmel icra eden bir sanatçıdır. Ve enstrümanı hayatıdır. Dışarıda onsuz akıp giden hayattan nefret eder. Ama dışarıda "onsuz" akıp giden hayat, onun vâroluş sebebidir aslında.. Ve bunun farkındadır. Kalabalık, işlek bir sokakta yalnız insanın yeri, yıldızları görebildiği 2. yada 3. kat bir balkondur. Bazen şehrin uğultusuyla, bazen insanların onu umursamamasıyla, bazen de onu iğrenç sosyal hayata sokmaya çalışanları ittirmekle, başından savmakla beslenir.. Yuvasına, loş ışığındaki gölgeler arasına saklanır ve onun hayatı değil, hayatın onu kaçırmasından zevk alır. Bunu hisseder, bunu yaşar. Hayat onun için üzülür. Hayat onu yakalamaya çalışır. Hayat onun peşinden koşar. Ve hayat kaybeder !
    Ve yalnız insan gerçekten* * mutludur.
    Bazılarıysa benim gibi boynunda "sizi kırmak istemiyorum ama... " tabelasıyla dolaşır. Tanrı'ya bile sizi kırmak istemiyorum diyebilirim. "Kişisel değil yanlış anlamayın.." da yardımcısıdır ilkinin.. Savunma mekanizmasıdır bu. Ve ben denedim : çalışıyor..
    Eşsizdir yalnız insan. Diğer sıradan insanların bilseler garip diye tanımlayacakları takıntıları, huyları, alışkanlıkları vardır. Bunlar onu eşsiz kılan şeylerden bazılarıdır. Yalnız insan herşeyi yakından inceler. Nesnelere, olaylara, insanlara hayret etme yeteneğini (evet bu bir yetenektir) asla kaybetmez ama kimseye de belli etmez. Çoğu insan daha çocukluğunda kaybeder bu yeteneği.. Farkına bile varmazlar.
    Evindeki saat yıllar önce terketmiştir yalnız insanı. Duvarda izini bırakmıştır sadece. Çünkü zaman kontrol edilme bağımlısıdır. Zaman kibirli bir kadındır. istediği tek şey onunla ilgilenmeniz ve kölesi olmanızdır. Ama yalnız insanın, diğerlerinin zamanı anlayabilmelerine yarıyan numaralara ikide bir bakmasına gerek yoktur. istisna olarak işe ne zaman gitmesi gerektiği ve bunun gibi bir kaç durum için bacaklarına umursamaz bir bakış atar ki zaman, bu bakıştan nefret eder.
    Bu da yalnız insanın baş kaldırdığı, direndiği savaştığı cephelerden biridir. Ve bu cephede silahı umursamazlığıdır.
    Zaman da hayat gibidir. Peşinden koşulsun ister. Ama ne var ki hayat ve zaman, yalnız insanın dünyasında kaybedenleri oynamaya mahkumdurlar.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster