1. 1.
    +4
    rtık zamanı geldi galiba arkadaşlar. sürekli bir rahatsızlık ve memnuniyetsizlik durumu var ve bu görmezden gelinecek boyutta değil, peki. şimdi biraz beni dinleyin isterseniz. bakın isterseniz diyorum çünkü biraz uzun konuşacağımı ve uzun konuşulmasından çoğunuzun hoşlanmadığını çok iyi biliyor ve saygı duyuyorum.

    gelelim konumuza. nedir en büyük şikayet. sitenin eski durumunu kaybetmesi. neden kaybetti? çünkü site çok fazla yazar alıyor. peki, neden alıyor? işte orası bir muammadan ibaret. inanınki dostlarım buna ben de anlam veremiyordum. ticari amaç gütmeyen bir site nasıl olur da sürekli yazar alımını açar ve sürekli siteye yığınla yazar gelir.

    bunu kendim dahil hiçbir moderatöre sormadım, tartışmadım bile. sonra neden tartışmadığımı düşündüm. ben bu siteyi seviyorum, bu site için günlerimi gecelerimi vermişim, bu site için kötü birşey varsa en az benim kadar onlar da rahatsız olacaklardır ve benimle tabi ki konuşacaklardır. neden konuşmadım..

    bana güleceksiniz ama uykularımın kaçtığı olmadı değil, bazı geceler açıp eski başlıklarıma baktım, bazen güldüm, bazen bir burukluk oldu. eh dedim, nerden geldi yeniler. fakat işte tam da o anda gerçekleri kavramaya başladım. kendimden iğrendim, çünkü bencilliğin dibine vurmuştum. çünkü ben de bazılarından sonra gelmiştim, site kurulduktan tam 1 ay sonra..

    kimse bana neden geldin demedi, gibtir git diyen tabi ki oldu, istemeyen. ama bu ne zaman geldiğimle alakalı değildi. sonra benden sonra birşeyler oldu, ikinci nesiller geldi. birden o sonradan siteye katılanlar, benle yada benden sonra gelenler, kendilerinden sonra gelenlere tavır koydu ve gelmeselerdi dedi. bu konu üçüncü nesile kadar bir süre kapandı.

    güzel dedim, ikinci nesiller bunun acısını çekti, yapmazlar, çektirmezler üçüncü nesillere, bu sefer birinci ve ikinci nesiller üçüncülere sallamaya başladı, hatta biraz eskimiş üçüncü nesiller kendi nesillerine gibtir çekme telaşına düştü.

    bu şimdiye kadarki durumun kısa bir özetiydi. en fazla bu kadar özetlenirdi kusura bakmayın.

    gelelim inci sözlük'ün nasıl bir yer olduğuna. inci sözlük tamamen yazarlarına dayalı bir sözlüktür. yazarları hemen hemen herşeyidir. en büyük özelliği olan ziyaretlerindeki gücünü yazarlarından almıştır. diğer sözlükteki birbirini çekememeler, yalakalıklar olmadığı için insanlar birbirine sırt sırta vermiş, belki de hiç tanımadığı insanlar buluşma cesaretine kadar gitmiştir.

    siz, inci sözlüğü bugüne getiren ve hala ayakta tutan yazarlar, herkesten iyi biliyorsunuz, ayrımcılığın iyi birşey olmadığını. kutsala hakaret edilmesine, siyasi görüşlerinizle sömürülmenize yada ırkçılık yapılmasına hiçbir zaman müsaade etmemiş bu sözlükte hala duruyorsanız, sizin de var insanlara saygı ve sevginiz.

    siz de biliyorsunuz herkesin sizin kadar yazmaya hakkının olduğunu. birinin bir siteyi sırf yeni duyduğu için sevme hakkının elinden alınamayacağını bundan mahrum edilemeyeceğini siz de biliyorsunuz. en eski dostların bile sırt çevirip giderken, yeni bir sesin, gitme be kardeşim diyebileceğini, elbette biliyorsunuz.

    fakat içinizdeki o sesi duymak istemiyorsunuz. bir kısım provokatörün gazına gelip, hayatınızda belki de yakalayabileceğiniz en büyük şanslardan birini kaçırtacak düşüncelere, sırf o anki telaşınızla destek veriyorsunuz. sizi kendi düşüncenizden mahrum etmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürüyorsunuz.

    sizi bir çoğunluk olarak kullanıp, arkasını size verip, kendi düşüncesini yaşatmak isteyen, olmamış, ezik ve ham insanlara itibar etmeyin dostlarım. diğer sözlüklerde başardıkları şeyi burada da deniyorlar ve burayı da başıboş ve birilerinin yalakası, yardakçısı bir platform haline getirmeye çalışıyorlar. önce sizi bir yerde toplayıp sonra da ayrıştırmaya çalışıyorlar.

    istiyorlar ki ne kadar az olursanız o kadar iyi, ne kadar az ses çıkarsa o kadar kolay susturabilirler. istemiyorlar, insanların düşüncelerine, inançlarına yada görüşlerine saygılı bir ortamda bile bu kadar sert ve kararlı sesler çıkmasını ve bunun gölgesinde kalmayı.

    bir devri kapatıyoruz dostlarım, eğer uyanık olursanız, eğer biraz durumun farkına varıp, bütün herkesin sesini çıkarma hakkına saygı duyarsanız, biliyorlar artık devirlerinin sona ereceğini ve trolleriyle son kozlarını oynuyor ve deyimi yerindeyse çırpınıyorlar.

    sizden sadece bir moderatör olarak değil, bir yazar olarak, yada bırakın yazarlığı incisözlük'ü seven biri olarak bir cevap istiyorum. sadece bilmek için, sadece hala iyi şeyler olabileceğine inancımı herzamanki kadar tutunmama biraz daha destek olmak için. herşeyden önce bizim için, soruyorum size.

    sesimiz çıksın mı istiyorsunuz, yoksa başkalarının gürültüsü arasında kaybolup gitmeyi mi?

    avazımız çıktığı kadar bağırmak mı? yoksa kimsenin gibinde olmadığı konuları konuşan enteller gibi kenarda köşede fısıldamak mı?

    hayatımız boyunca bize dayatılan ve benimsetilmeye çalışılanlara aynı sürü mantığıyla boyun eğmek mi?

    yoksa bu sefer bizim düşüncelerimiz, bizim istediğimiz, olmak istediğimiz mi?

    bizi önce ayrıştırıp sonra da teker teker kafamızı yıkamaya çalışanların amaçları mı? yoksa kendi hayallerimiz mi?

    şimdi bir karar verin dostlarım, ya birlikte kazanalım, yada hepberaber kaybedelim.

    okuyan yada okumayan herkese saygılarımı sunar, okuyanlara ayrıca teşekkür ederim.
    ···
   tümünü göster