0
land---kara
soon---yakında
then---o zaman
so---bu yüzden
private---özel
wrong---yanlış
true---doğru
hell---cehennem
safeguard---korumak
bring---getirmek
allow---müsade etmek
comb---tarakmak(saç)
fix---düzeltmek
count---saymak
get on---binmek
meet---buluşmak
throw---atmak
get---almak
get up---kalkamk
put---koymak
clothes---giysi
appear---görünme
feet---ayak
cut---kesmek
freedom---özgürlük
bite---ısırmak
forget---unutmak
take---almak
wear---giymek
spend---harcamak
pay---ödemek
give---vermek
arrive---varmak
care--- bakım
carry---taşıma
got---var
die---ölmek
sılınce---susturmak
keep---tutmak
feel---hissetmek
wish---dilek
just---sadece-henüz
keep-hold---tutmak
surround---çevrelemek
incredible---inanılmaz
dream---hayall
worry---endişe
boş---empty
go away---defolup git
away---uzak
sky---gök yüzü
even---hatta
villain---suclu
steal---çalmak(hırsızlık)
beat---vurmak. dövmek
trust---güven
kidding---dalga geçmek
leave---ayrulmak bırakmak
heating up---ısınma
underthreath---tehlike altında
wild---vahşi
book---fill ise rezerve
harmless---zararsız
theat---tehdit
sure---emin
light---aydınlatmak
brave---cesur
yol---road
way---yol. taraf kendi yolu
myself---kendim
own---kendi
result---sonuç
tower---kule
town---şehir
enemy---düşman
Give me a hand!: Bana yardımcı ol, bana yardım et (şu işe bi el at). 400
Any thing else?: Başka bir şey var mı?
Be patient!: Sabırlı ol!
Cheer up!:Neşelen!
count me on-Ben varım
As for me: Bence
As soon as possible (A.S.A.P.): Mümkün olan en kısa sürede
Do l have to?: Yapmak zorunda mıyım?
Don’t keep the truth from me: Benden gerçekleri saklama
Don’t let me down: Beni hayal kırıklığına uğratma
Guess what?: Tahmin et ne (oldu)?
I agree: Aynı fikirdeyim, sana katılıyorum
I’ll fix you up: Sizinle ilgileneceğim
It doesn’t make sense: Bunun bir anlamı yok
It’s just what I need: Bu tam da ihtiyacım olan şey
It’s no use complaining: Şikayet etmenin anlamı yok
It’s too good to be ture: Gerçek olamayacak kadar iyi
It’s up to you: Bu sana bağlı
Keep in touch: Muhafaza et, irtibatı kesme, teması kesme
Make yourself at home: Kendini evdeymiş gibi hisset
More or less: Aşağı yukarı
My treat: Bu benden.
None of your business!: Seni ilgilendirmez
So do I: Bence de
Sooner or later: Er ya da geç
Take care!: Kendine iyi bak, dikkat et
That’s neat: ilginç bir şey
You owe me one: Bana borçlusun
Yes, I suppose so: Evet, galiba öyle
You have got a point there: iyi bir noktaya değindi
Tümünü Göster