0
@87 ve @94 kuş kadar beyninizi ıspat etmişsiniz beyler. şimdi kenara çekilin de olayı bir inceleyelim.
"ferrariye biniyorum demek"
herkes önce bi "vaay" çeker evet. bi yalaklanmaya yeltenirler. ama aracın anahtarını gördüğü anda yarısı gülmeye başlar. neden mi? tabi neden diye soracaksınız sefil binler, ömrünüzde ferrariye mi bindiniz. gülmeye başlarlar çünkü f355 in anahtarı şahin anahtarı gibidir, bim poşetlerini eritip yaptıkları dandik plastik gibi. bu gülenler sırf ferrariye biniyorum demek için zütünüzden ter akıta akıta para biriktirip kıçı kırık bi f355'e para yetiştirebildiğinizi anlayanlardır.
gülmeyenler anahtarından arabayı tanıyamayanlar tabi, onların da yarısı arabayı şekil yapayım diye oturduğunuz cafenin önüne çekince gülmeye başlar. f355 ne yazık ki bi f50 vb. gibi döneminin mükemmellerinden değil çünkü (klagib olmayacak bi araba derken bunu kastediyordum). zamanının giriş sınıf ferrarisi, şimdilerde alıcı gözüyle bakınca anca nsx kadar "egzotik" duruyor çünkü. burada gülenler de yavaş yavaş fakirliğinizi çözenler.
burada da gülmeyenler tabi direk "ğoaaaa ferrarii" diye zütünüzde gezmeye başlar. bunlar da siz sefil binler gibi ömründe ferrariye binememiş fukara sınıfıdır. sizin de zütünüz kalkar tabi, aralarından en tatlı karıyı seçer "gel gezelim" yaparsınız. ama eğer seçtiğiniz karı hayatı boyunca çalıştığı konfeksiyon atölyesinde ramayözün başındaki minder bağlanmış plastik tabureden daha konforlu herhangi birşeye oturduysa, havanız arabaya binene kadardır. çünkü bu gibtiğim arabasının kolduğu adamı felç eder, yatalak eder. hadi koltukları dayınızın kenar mahalle aksesuarcısında sünger destekli yeniden kaplattınız diyelim. malum istanbul, yollar gib gibi. her çukurda comfort modunda bile beton gibi amortisörleriyle sevgili ferrariniz manitanın bütün kemik sistemini yerinden edecek, her kasiste yerden 9-10 cm yüksekliği olduğu için zütünü başını sürtmeyeyim diye yavaşlamaya çalışacaksınız, bütün şekliniz de o frenlerle gibilip atılacak.
hadi diyelim karı dağda yetişmiş, şimdiye kadar traktör romörkünden fazlasına binmemiş, karıyı kaldırdınız, gibtiniz ettiniz. her dakka karıyla olmayacaksınız tabi, işe güce gideceksiniz. işe varana kadar yukarıdaki paragrafın sonunda anlattıklarımın üstüne bi de sağa yapışık gib kadar pedalları, içine çekomastik sıkılmış gibi ağır debriyajı, en sağlam otuzbirciye sert gelecek vitesi çekeceksiniz. ulan ferrariye biniyorum bee demek için şöyle bi konsola bacakaksınız ki, aa, o ne lan? 80 model taunustan farkı yok konsolun. hele bir de araba güneş yemişse o konsol yapış yapış olur bu aletlerin, göğsün kaplaması gerilir, patlar çatlar sağından solundan. vites topuzunun kaplamaları atar. ha bi de unutmayayım, bu muallak aletlerin vitesi peugeot j9 vitesi gibi titrer.
hadi bunlar kozmetik diyeceksiniz, mna koduklarım. bu araba italyan arabasıdır ve italyan arabaları bozulur. en temizi de bozulur evet. en basitinden hani o çok hasta olduğunuz vızvız motor sesi var ya, o motor sesi bypass valfi açıldığında çıkar sadece, o da yüksek devirde açılır. siz şekil yapayım diye osurttururken aleti, o bypass valfi bi süre sonra rolantide cırlama yapmaya başlar, o cırlama sonra takırdama olur. dikiş makinası gibi gezersiniz, en sonunda da o valf sıçar. yurt dışında 1000 euro yenisi, burda sizi bi güzel 1500-2000 euroya giberler. manifoldları çatlar (ki bütün 355lerin manifoldu çatlar), 6000-7000 euro, bi de tek değildir ha bunun manifoldu, eder sana 15000 euro. evde yorganın altına girer ağlarsınız akşamı. amortisörü elektroniktir, bozulur. kaloriferi hareketlidir, bozulur. katalitik konvertörleri seramiktir, parçalanır. gaz pedalı istisnasız hepsinde şişer. bu muallaklerin de en dandik parçası 500-600 eurodan başlar. kapınızın önünde brandayı gerer çürütürsünüz fakirlikten arabayı.
velhasıl kelam, f355 alırsanız, bütün hafta bakım yapıp, haftasonu akşam bağdat caddesinde iki tur atabilirsiniz anca. orda da yeni modellerle bi güzel elinize verirler. o yüzden, bilmediğiniz tak hakkında artiz artiz konuşmayın gibikler.
Tümünü Göster