1. 251.
    +1
    şimdi kardeşim kader konusunda her şey onun zamanında yani anda oldu bitti aynı doğrultuda düşünmüşümdür her zaman, andır bir dünya uzun süren yıllarımızın sonunda dönüp baktığımızda hiç yaşamamışız hiç bir şey olmamış gibi gelir bize. BBC vb kanallarda da yayımlandığı biçimiyle insanın yine tanrı olduğu düşüncesi tasavvufta da var idi, insanda ene'l hak(Ben Tanrıyım) düşüncesi, duyumsaması hissi ya da sezgisi (nasıl derseniz deyin) vardı. küll-i nefs denen olgu da burada zaten insanın, insanlar ile bütün atom molekülleri taşıyan varlıklarla tüm evren ile bir olma tek vücut olma hissi mi diyelim güdüsümü ilhamı mı diyeyim ondan ileri gelmekteydi. insanın insan-ı kâmile doğru olgunlaşması konusu ve benzer düşünceler antik Yunan tanrılarının ortaya çıkmasında ve Nietzche'nin üst-insan kavramıyla da örtüşür. Ateist arkadaşların bu küçük çaplı ontolojik sorgulamalara girmesi bile düşünen insan için bir tanrı varlığını kanıtlamaya attıkları ilk adımdır. Herşeyi unutup dünyaya yeni gelmiş gibi düşünerek dünyaya baktığımızda buraya yani dünyaya anlamlar yüklemeye onu sorgulamaya neden burada olduğumuza yönelik cevaplar ararız, dünyanın maddi olanaklarını sömürürcesine sonuna kadar kullanmak bütün bedensel zevkleri tatmak ve bunları hiçbir toplumsal yasayı ve yasağı umursamadan yapmak olmamalı diye düşünmeli, sorgulama ve yargılama vicdanına sahip her insan bu dünyanın sonu olduğunu başladığı için bitmek zorunda olduğu gerçeğini unutmamalı, inanmayanların uykularını kaçıran ölümün kesin olduğu ve ve an da ne yaparsa yanına onun kar olduğu düşüncesiyle herşeyi ama herşeyi yaşama isteği bütünüyle maddeye yönelmesi de ölümü inkar etmesinden. Ayrıca o herşeyi yaparken eşitlikçi vicdanlarıyla da hiç sorguladılar mı ki kendi beninden başka benler de aynı şeyleri yapsalar çekilir bir yer mi olurdu dünya? hep dışarıya yönelme bunlar sık sık insanın başına gelmiyor ıskalıyoruz ama en gerçek içerlerde bir yerlerde... ama hiiiç kime diyoruz...
    ···
   tümünü göster